MUTLULUĞUN PEŞİNDE...
Freud'a göre, ''İnsanın daimi acısı onu mutluluk arayışına itiyor. Mutluluğu bulan insan onu korumaya ve saklamaya çalışıyor. Ancak tüm bu çabaları, onu daimi mutsuzluğuna geri döndürmekten başka hiçbir işe yaramıyor". Freud'un bu önemli tespitine yürekten katılıyorum.
Ben mutluluğu, anında yaşanan ve zaman içinde kaybolan bir duygu olduğuna inanıyorum. Yani her şey anlarda saklı ! Çünkü mutluluk, peşinde koşulacak bir maraton yarışı değil ! Sen ne kadar yakalamaya çalışırsan çalış, o senden hızla uzaklaşıyor.
İnsana, insan olmanın hazzını ve bilincini tattıran ama yakalamak için emek ve olgunluk gerektiren gerçek mutluluk, İnsanın doğayla, toplumla ve kendi iç çatışma yani çelişkileriyle baş ederek, sorunlara çözüm yolları üreterek, tüm çatışmaları aşarak bir uyuma kavuşması gerçek mutluluktur aslında.
Duygusal açıdan baktığımızda ise mutluluk, kişinin içsel deneyimlerine ve ruhsal durumuna dayanır. Mutlu olmak, kendini iyi hissetmek, yaşananlardan keyif almak ve sevgi dolu hissetmek gibi duygusal durumları kapsar. Bu duygusal deneyimler, kişinin dış dünyayla olan ilişkisine, kendine bakışına ve yaşamına anlam yüklemesine bağlı olarak şekillenir. Sevdiğimiz aktivitelerle zaman geçirmek ve kendimize değer vermek, mutluluğu artıran unsurlardır.
Ayrıca mutluluk, kafanızın içinde beslediğiniz düşünce kalıplarının ne olduğuyla da alakalı bir süreçtir. Pozitif düşünme, teşekkür pratikleri, kabullenme ve olumlu hedeflere odaklanma gibi zihinsel alışkanlıklar, mutluluk düzeyini artırabilir. Stresle başa çıkma becerileri geliştirmek, problem çözme yeteneği kazanmak ve sağlıklı ilişkiler kurmak da mutluluğu destekleyen faktörler arasındadır.
Uzun lafın kısası mutluluk, sizin kendinizle aranızda kurduğunuz bağ ve içinizde var olan ateşle ilintili bir durumdur. Yani mutluluğu dışarıdaki etkenlere bağlamak yerine, önce kendi iç huzurunuzu kucaklayıp, daha sonra hayata sevgiyle sarılmalısınız...
Sevtap Kürkçüoğlu
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkür ederim