2022’ye ''güle güle'' demeye, yeni bir yıla, yani 2023'e ''MERHABA'' diyerek kapılarımızı açmaya saatler kaldı. Geride bıraktığımız her ne varsa, daha iyisini yeni yılda yeni baştan inşa etmeye, umudumuzu yeşertmeye, heyecanımızı körüklemeye ve kendimize olan inancımızı, daha da güçlendirmeye hazır mıyız ? Umudun olduğu her yerde, mucizeler çiçek açarmış. Unutmayalım ki PATRON BİZİZ ! Her şeyi değiştirmek de bizim elimizde. O zaman gelsin yeni yıl tüm güzelliği ve sürprizleriyle ! Herkese ''MUTLU YILLAR'' diliyorum...
30 Aralık 2022 Cuma
2022’ye ''güle güle'' demeye, yeni bir yıla, yani 2023'e ''MERHABA'' diyerek kapılarımızı açmaya saatler kaldı. Geride bıraktığımız her ne varsa, daha iyisini yeni yılda yeni baştan inşa etmeye, umudumuzu yeşertmeye, heyecanımızı körüklemeye ve kendimize olan inancımızı, daha da güçlendirmeye hazır mıyız ? Umudun olduğu her yerde, mucizeler çiçek açarmış. Unutmayalım ki PATRON BİZİZ ! Her şeyi değiştirmek de bizim elimizde. O zaman gelsin yeni yıl tüm güzelliği ve sürprizleriyle ! Herkese ''MUTLU YILLAR'' diliyorum...
7 Aralık 2022 Çarşamba
GECE O KADAR KİRLİYDİ Kİ, İKİSİ DE KAYBOLDULAR...
WWW.gazetekalem.com.tr dikenlikalem.blogspot.com/
https://instagram.com/sevtapkurkcuoglu
Geçenlerde, Çankaya Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezinde, 25.Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali kapsamında sahnelenen "Gece o kadar kirliydi ki, ikisi de kayboldular" adlı tiyatro oyununu, dostlarla birlikte keyifle izledik.
Brezilyalı yazar Punio Marcos'un muhteşem eserini yöneten, sayın Oksal Güracar'a, sahne performanslarıyla bizleri büyüleyen, oyuncu Burak Özdemirci ve Cem Çetin'e sonsuz teşekkürler ediyoruz.
TİYATRO, insanları insanla insanlara anlatma sanatıdır. Toplumun sosyolojik ve psikolojik açıdan yaşamış olduğu karmaşayı, kah komedi, kah dram ve kah trajedi türündeki görsel oyunlarla şekillendirip, seyirciyle arasında sıkı bir bağ oluşturmaktadır. Ayrıca bireylerin bir nebzede olsa, farkındalığını arttırmak ve hayal dünyalarını güçlendirerek, dünyayı başka açılardan görmelerini sağlamak gibi bir amaca da hizmet etmektedir.
Bu düşünceyle 2016 yılında yola çıkan "İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Tiyatro Topluluğu" tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak yoluna devam etmektedir. Kurulduğu günden bu güne, yönetmen sayın Oksal Güracar önderliğinde, farklı türlerde bir çok oyun sahneleyerek, çalışmalarını alkışlarla taçlandırmaktadırlar.
Bu sanat yolculuğunda, emeği geçen tüm güzel dostlarımızı yürekten kutluyor ve sanat yaşamlarındaki başarılarının, her zaman daim olmasını diliyorum. Sevgiyle ve sanatla kalın...
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
15 Kasım 2022 Salı
''MANİPÜLASYON (YÖNLENDİRME)"
WWW.gazetekalem.com.tr dikenlikalem.blogspot.com/
https://instagram.com/sevtapkurkcuoglu
Çünkü gerek hayatımızın içinde, gerekse şu an bilinçli olarak maruz bırakıldığımız, karanlık bir girdaba doğru çekilmek isteniyoruz. Bu konu hepimizi ilgilendirdiği gibi, kafanızda çözemediğiniz bir takım soruların da cevabı olur mantığıyla, bu konuyu özellikle işlemek ve sizlere aktarmak istedim. Yazım uzun olduğu için, kendinize önce uygun fiyatlı güzel bir demli çay yapıp, daha sonra da rahatça arkanıza yaslanmanızı öneriyorum 😊
En kısa şekliyle MANİPÜLASYON, duygularınızı, zaaflarınızı ve inandığınız değerleri hedef alarak, bakış açınızı değiştirmeye ve şekillendirmeye yönelik sergilenen eylemlerin genel adıdır .
İkna, Hile ,Yalan, Göz Boyama, Hedef Şaşırtma, Yüceltme, Çamur Atma, Karalama, Duygu Sömürüsü, İnandırma, Kamuoyu Oluşturma, Kendi Haline Bırakma gibi de teknikleri vardır. Fakat işin içine bir de PSİKOLOJİK teknikler giriyor ki, bunun farkına bile varamıyorsunuz.
YALAN YOLUYLA MANİPÜLE ETMEK !
Dolandırıcıların en çok kullandığı metotlardan birisidir. Yalanlardan örülü yoğun bir ağ oluştururlar ve bu sistem, gerçekliği çarpıtarak sizi manipülasyon için bir kurban haline getirir. Bundan korunmanın tek yolu, uyuşmazlıkları kontrol etmek ve karşınızdakinin blöfünü fark etmektir. Örnek vermek gerekirse, telefon veya başka kanallarla size ulaşıp, ikna etmeye çalışarak, sizin özel bilgilerinizi ele geçirmek isteyebilirler. Bunu kesinlikle RED ederek, HAYIR diyebildiğiniz zaman, ancak bu durumdan korunabilirsiniz.
DUYGULARI SÖMÜREREK AVANTAJ SAĞLAMA !
Kişilere ve TOPLUMA uygulanabilecek en kötü manipüle etme metodudur. Duygusal olarak ele geçirilmiş veya tehdit edilmiş birçok kişi, asla yapmayacağı şeyleri yapmaya zorlanır. Psikopatlık eğilimi olan insanlar, bu metodu insanlara uygulamaya meyillidir. Böyle bir durumdan kendinizi kurtarmanızın yolu, duygularınızı kontrol altına alarak, mantık çerçevesinde hareket etmenizdir. Toplumumuz, her anlamda DUYGU SÖMÜRÜSÜNE çok açıktır. Mesela sokaktaki dilencilerin artması, belli kurumlar için ajitasyon yaparak insanlardan bağış toplanması, fahiş fiyatlarla fal bakılması gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Bunların artmasına engel olmak, sizin elinizdedir.
GÖZ BOYAMA VE KANDIRMA !
Daha çok pazarlama ve REKLAM şirketleri tarafından kullanılan bir manipülasyon taktiğidir. Bir şeyi, bir kişi ya da kitle önünde tekrar tekrar yaparsanız, bu onların muhakeme güçlerini ele geçirir. Bu tarz manipülatif insanlardan korunmanın tek yolu, dinlediğiniz şeyleri mantık süzgecinden geçirmek olabilir. Bazı şeyleri sırf insanlar öyle söylediği için kabul etmeyin ! İnanmadan önce araştırıp doğrulayın. Düşünce gücünüzü tekrar elinize almanız, bu konuda yapacağınız en iyi şeydir.
PROVOKASYON VE AŞAĞILAMA YÖNTEMİYLE EGOYU UYANDIRMA !
Politika, spor ve insan eylemlerinin olduğu diğer alanlarda, en büyük manipülasyon metotlarından birisi, provokasyon ve aşağılamadır. Bir insan provokasyon, aşağılama veya toplum önünde küçük düşürme aracılığıyla aptalca şeyler yapmaya zorlanabilir. Yıpratılmış bir EGO tehlikelidir ve manipülasyona müsaittir. Bu tarz bir yolla aptalca bir şey yapmak üzere provoke edildiğinizde, konu her ne olursa olsun yapacağınız şeyin bu tepkiye değip değmeyeceğini zihninizde tartın. Yıpratılmış egonuzun sizi deliye çevirmesine izin vermek çok kolaydır. Aptalca bir şey yapmadan önce bekleyin ve her şeyi bir süreliğine dondurun, böylece detaylı bir düşünme için zaman kazanırsınız. Provokasyon her zaman bir amaca yöneliktir ve bu amacı tamamen arkanızda bırakmadan tepki göstermeyiniz. Aksi takdirde yaptıklarının farkında olmadan tuzağa düşmüş birisinden farkınız kalmaz.
DEĞERLERE SALDIRI !
Sizin önem verdiğiniz ve saygı duyduğunuz bir takım değerlerinizi yerle bir etmeye yöneliktir. Sürekli aşağılayarak ve basitleştirerek, sizi de buna inandırmaya çalışıp, yok etmek istenir. Bundan kaçınmanın yolu, değerlerinizin size ait olduğunu kavrayarak, onlara sahip çıkıp, onları sonsuza dek korumak olacaktır. Ancak bu şekilde girdaba kapılmaktan kurtulursunuz.
ALGI YÖNETİMİ !
Kitlelerin kendi düşünceleri olamayacağı varsayımı üzerinden yapılan bu ikna yöntemi, sosyo-psikolojik manipülasyon olarak da adlandırılır. Yani zaten çeşitli bağımlılıklarla telkine açık hale getirdikleri insan topluluklarını, ''SÜRÜ PSİKOLOJİSİ'' üzerinden, düşünülmesi istenen yöne doğru itme ve yönlendirme çabasıdır. Sözünü ettiğim, ‘'ALGI AŞILAMA’' yollarından bazıları ,meşru bir propaganda gibi görünse de, gerçekte manipülasyondan ibarettir. Büyük YALANLAR söylemenin, bunları sıkça tekrar etmenin, dönem itibariyle en önemli araç olduğuna inanılmaktadır. Algı operasyonlarını izah ederken de, bunu not etmek gerekiyor. Sözünü ettiğim algı operasyonları, yalandan ve iftiradan hiç bir zaman bağımsız değildir.
HEDEF ŞAŞIRTMA !
Yani sağ gösterip sol vurmak gibi ! Sizin dikkatinizi başka yönlere çekerek, öbür taraftan, farklı planları hayata geçirme yöntemi. Bu taktiği alt etmenin yolu ise, zihninizi çekilmek istenen yöne doğru değil, esas öbür tarafta yapılmak istenen olaya odaklayarak aşmak olacaktır. Bu da araştırarak ve sorgulayarak gerçekleşebilir.
İTAAT ETTİRME !
Mahrum bırakma, insanları istemediği işlere sürükleyen bir diğer duygusal manipülasyon yöntemidir. Bu tarz bir manipülatif psikoloji, aile içinde ve sosyal yaşantıda zirve yapar. Mahrum bırakma, insanları itaat ettirmek için kullanılır ve kişilerin bunu yenmesi gerçekten çok zordur. Bağımsızlaşma ve kendi gelir kaynağınızı yaratmanız, bu manipülasyon tekniğinden kurtulmak için tek yoldur.
EGO ŞİŞİRME !
Çok yoğun duygusal manipülasyon metotlarından birisidir. EGO okşama, ilişkileri bile parçalama yetisine sahiptir. Yalanlarla beslenerek egonuz devasa boyutlara ulaşana kadar okşanır, böylece manipülatör sizi bir KUKLAYA dönüştürür. Kısaca KİBİR, felaketiniz olabilir. İnsan bu durumdan ancak, alçak gönüllü ve insanlar arasında adil bir kişi olmaya çalışarak kurtulabilir. Bir insanın bu bahsedilen tezgahlara ve duygusal tekniklere dikkat etmesi gerekir. Manipülasyon olumlu şekilde de kullanılabilir. İnsanlar iyi işler yapacak ve doğru seçimlerde bulunacak şekilde de manipüle edilebilir. Dış dünyanın olguları üzerinde kendi fikrinizi ve yargı biçiminizi oluşturmanız, bu tarz zihinsel manipülasyonların kurbanı olmaktan korunmanızı sağlar.
Her şeyin ötesinde, bu MANİPÜLASYON rüzgarından korunmanın tek yolu, birilerinin sizin yerinize düşünmesine asla izin vermeyip, sadece kendi adlarına fikir yürütmelerine müsaade ederseniz, ancak o zaman etkilenmemiş olursunuz. Öfkeyle, arzularla, hırslarla ve yalanlarla zihniniz arasına mesafe koyun. Hayat yürüyüşünde, bence temel kural budur. “Herkese kulak verin ama kendi doğrularınızı kendiniz belirleyin''. Bağımsız düşünce ve muhakeme yeteneği, sizi her zaman için, MANİPÜLATİF tuzaklara düşmekten kurtarır.
3 Kasım 2022 Perşembe
DUYGULARIN SANATLA BULUŞMASI !
WWW.gazetekalem.com.tr dikenlikalem.blogspot.com/
https://instagram.com/sevtapkurkcuoglu
Damla diyor ki; "Çocukluğumdan beri yağlıboya ve karakalem resim yapıyorum. Ben Antalya'da büyüdüm. sitemizin bahçesinde durdurulmuş bir inşaat vardı. Oradaki malzemelerle oynar, karışımlar hazırlardık. Çamurdan kendimce heykeller, küçük vazolar, objeler yapar, onları kurutup boyar ve aileme hediyeler hazırlardım"
"Üniversite seçimi zamanında, neredeyse tüm çevremden duyduğum "yine resim yaparsın ama hobi olarak yaparsın" cümlesi sebebiyle üç bölüm tercihi yaptım. Hukuk, siyaset ve psikoloji. Başkent üniversitesi Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler mezunuyum. Yüksek lisansımı, Ankara üniversitesi DTCF'nde yaptım. Bölüm seçimimden pişman değilim. Ama aslında söylenenin tam tersi oldu sanki, hobi olarak sanatla uğraşmaktansa hobi olarak okumuş gibi oldum"
"Yine de keyifli bir alandı ve bana çok şey kattığını düşünüyorum. Tez konumla ilgili devam eden bir kitap hazırlığım var. Özel sektörde pek çok alanda iş tecrübelerim oldu, fakat resim yapmayı hiç bırakmadım. Profesyonel anlamda seramik sanatına yönelmem, 2016 yılında "yaptıklarını satabilirsin de aslında" şeklinde ,yine çevremden yükselen sesler ve arkadaşlarımın desteğiyle başladı"
"Şekillendirdiğim çamurun üzerine, kulaklar, bacaklar, ayaklar, el parmakları, gözler gibi, üç boyutlu figürler olan Türk kahvesi fincanları ve kupalar üretmeye başladım. Yaptığım her şeyin benden bir şeyler taşımasını seviyorum"
"Yaptıklarımın bana özel olmasını, her aşamasının tamamen benim elimden çıkmasını ve hiçbir kalıp kullanmadan yapmayı her zaman için benimsedim. Zaten amaç keyif almak ve ne kadar çok çamurla, çamur içinde vakit geçirebilirsem o kadar mutluyum. Asıl emeğimi ortaya koyduğum ve yarattığımı hissettiğim alan heykellerim ve yağlıboya tablolarım"
"Onların hikayelerini anlatmayı pek sevmiyorum. "Ne anlatmak istedin bunda?" sorusunun cevabını genelde geçiştiririm. Siz ne görüyorsunuz, sizce ne anlatıyor der ve karşımdakinin düşüncesine, üç aşağı beş yukarı katılır, ben de benzer şeyler ifade etmeye çalışmıştım derim. Bana özel gizli anlamlarının bende kalmasını seviyorum galiba. Kızgınsam ya da bir şeyden çok etkilendiysem üretkenliğim artıyor"
"İnsanları analiz etmeyi ve bende bıraktıkları hissi, kendi gözümden, elimden çamura tuvale aktarmak, paha biçilemez derecede keyifli. Yani, illaki her işimde bir duygu ya da izlenimin dışa vurumu saklı. Her birinde, bana o işi çıkardığım zamanı hatırlatan ruh hallerim gizli. Mutlu olduğum alandayım, üretiyorum ve keyif alıyorum"
Damla'nın özel ve de farklı ürünlerini, geçtiğimiz hafta, Cermodern Tasarım Pazarı'nda inceleme fırsatı buldum. Bir kahve tutkunu olarak, fincanlarına hayran kaldım. Şu an onun sihirli ellerinden çıkmış olan, tasarım fincanımla kahvemi yudumluyorum. Eminim ki sizlerde bu tasarımları gördüğünüz zaman, her bir parçaya şaşırıp hayran kalacaksınız. Özel günler yaklaşıyor. Bence sevdikleriniz adına, mükemmel tercihler olacaktır. Sevgiyle ve Sanatla kalın...❤
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
25 Ekim 2022 Salı
GÖZLERİNİZİ DAHA ÖNCE HİÇ BÖYLE GÖRMEDİNİZ !
WWW.gazetekalem.com.tr dikenlikalem.blogspot.com/
https://instagram.com/sevtapkurkcuoglu
Geçen gün, Ankara Cermodern de düzenlenen ve "TASARIM PAZARI" adıyla ziyaretçilere açılmış olan bir etkinliğe katıldım. Gördüklerim beni gerçekten büyüledi dersem, inanın bana abartmış olmam. Birbirinden değerli sanatçıların farklı çalışmalarını, orada inceleme fırsatı buldum. İçlerinde bir tanesi var ki, beni oldukça etkiledi.
"Göze rengini veren irisiniz ve iris fotoğrafçılığı ile gözlerinizi bir sanat eserine dönüştürme şansına sahip olduğunuzu, biliyor musunuz?" diyor ve Mimar Dilek Canberi'yle keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz.
Profesyonel fotoğrafçılık kariyerine 2018 yılında başlayan Mimar Dilek Canberi iris fotoğrafçılığı yapıyor. O zaman Türkiye’de bir süredir devam eden İris Fotoğrafçılığına yakından bir göz atalım ve sevgili Dilek’in, mimarlıktan fotoğrafçılığa uzanan hikayesini birlikte kendisinden dinleyelim.
"Benim hikayem, 1983 yılında Denizli’de başladı. İlkokul 4. Sınıfta iken yolumuz Ankara’ya düştü. Daha Arı Kolejinde okurken, ortaokul sıralarında karar verdim mimar olmaya. Gazi Mimarlık Fakültesini kazandım ve çok severek okuduğumu söylemek istiyorum. Mezuniyetimin ardından hemen Mimarlık ofislerinde görev almaya başladım. İlk iş yerinde daha ilk gün “Sana tasarım yaptıracağımızı düşünmüyorsun galiba” cümlesi ile karşılaştım. Yıllarca mimarlık mücadelem devam etti ve sonunda, kendimi hep esaret altında hissettim, özgür ruhumun farklı bir şeye ihtiyacı vardı dedim ve kolları sıvadım" diyor.
“İris, göze rengini veren, en iyi görüş için göz içine giren ışık miktarını ayarlayan bir bölümdür. Tüm insanların irisi tıpkı parmak izi gibi, renk, doku ve genetik olarak birbirinden farklıdır. Dünya’da yaklaşık 8 milyar insan yaşıyor ve her birinin gözü kendine özel ve eşsizdir. İris Unique olarak biz bu farklılık fikrinden yola çıkarak kişilerin iris fotoğraflarını çekiyor ve bunu eşsiz birer sanat eseri haline getiriyoruz. Daha sonra modern dekorasyon ve aksesuar fikirleri ile harmanlayıp, insanların beğenisine sunuyoruz" açıklaması yapıyor.
Peki, İris fotoğrafları nasıl çekiliyor diye merak ettik ve sorduk."Pandemi ile birlikte ekipmanı mobilize hale getirdik. Artık biz insanlara gidiyoruz ve diledikleri mekanda çekim yapıyoruz. Bir kaç saniye sabit bakmaları yeterli oluyor.En az 20 kare fotoğraf çekiyoruz. Çekim 5-10 dakika kadar sürüyor, 2 hafta içinde de teslim ediyoruz" diyor.
İris fotoğrafları nasıl sanat eserine dönüşüyor diye sorduk. "Çekim sonrası çok ilginç görüntüler ile karşılaşıyoruz. Her biri kendi şahsına münhasır. Görüntü kalitesini gerçek anlamda yansıtabilecekleri materyaller seçiyoruz. Çeşitli boylarda tablolar, anahtarlık, kolye ucu ve bileklik gibi, daha bir çok tasarım ile bu görüntülerin hayat bulmasını sağlıyoruz. Gümüş Atölyesinde ustamızla birlikte, bir çok ürünü tek tek ve özenle tasarlıyoruz. Bu işle ilgili beni en çok motive eden şey ise, insanların kendileriyle ilgili farkındalıklarının artması ve gözlerindeki eşsizliğin ortaya çıkmasına vesile olmaktır" diyor.
İris fotoğrafları güvenlik açısından sıkıntı oluşturuyor mu ? diye soruyoruz. "Göz taramasında canlı retina okunuyor. Çekim sırasında flaş yansımalarından gözün %90-95’i çekilebildiği içinde, iris fotoğrafları bilimsel bir araştırmaya veri sağlayabilecek ya da güvenlik sistemleri açısından sorun teşkil edecek bir niteliğe sahip değildir" diyor.
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
25 Eylül 2022 Pazar
MENTAL YORGUNLUK !
WWW.gazetekalem.com.tr dikenlikalem.blogspot.com/
https://instagram.com/sevtapkurkcuoglu
Son zamanlarda kiminle konuşsam, herkes aynı şeylerden şikayet ediyor. Zaten vatandaş çıldırmasında kim çıldırsın ? Söylenecek o kadar çok şey var ki ! Neyse, biz şimdilik içinde bulunduğumuz durumun, psikolojik etkilerine bir göz atalım isterseniz...
Ben Psikiyatrist değilim. Fakat bu konuyla ilgili, sizlerden gelen yüzlerce mail ve mesaj alıyorum. O yüzden, bu işin uzmanı olan değerli dostlarımın desteğiyle, sorduğunuz sorulara tatminkar cevaplar vermek istiyorum. Haydi o zaman, lafı daha fazla uzatmadan başlayalım.
.MENTAL YORGUNLUK NEDİR ?
.Mental yorgunluk; kişinin kendini yoğun şekilde enerjisiz, bitkin ve tükenmiş hissettiği ve istirahat sonrasında bile bu hissin azalmadan devam ettiği durumları ifade etmektedir.
Günlük yaşamın stresi, gelecek kaygısına bağlı yoğun düşünce eğilimi, geçmişe dair takıntılı düşünceler ya da yüksek oranda stres kaynaklı psikolojik bozukluklar gibi sayısız durum, halsizlik ve yorgunluk nedenleri arasında sayılıyor. Hal böyle olunca, ortaya MENTAL YORGUNLUK dediğimiz, ismi oldukça havalı görünen, psikolojik bir rahatsızlık çıkıyor.
BELİRTİLERİ NELERDİR ?
• Sürekli uyuma isteği
• Eklem ağrıları
• Enerji düşüklüğü
• Uyku düzeni sorunları
• Bağırsak ve sindirim sorunları
• Değişmeyen huzursuzluk ve mutsuzluk hali
• Sosyal hayatta ve yaşam rutininde bozulmalar
• Hem zihinsel hem de fiziksel tükenme hissi
Halsizlik ve yorgunluk nedenleri çok farklı sebeplere de dayanabilir, bu nedenle öncelikle hekim muayenesi ve tetkikler neticesinde, altta yatan farklı rahatsızlıklar yok ise, psikolojik tanı koyuluyor ve takibi yapılıyor.
Net olarak nedeni anlaşılmamış olsa da, hastalığın oluşumunu tetikleyen bazı etkenlerin olduğu biliniyor. Bunlar arasında başlıca unsur STRESTİR. Stresli bir ortamda çalışan, ailevi sebeplerle yoğun strese maruz kalan veya hayatının herhangi bir alanında stres oranını azaltamayan kişilerde, çabuk yorulmak veya bu yorgunluğun dinlenmeye rağmen geçmemesi durumu çok yaygın olarak gözlenmektedir.
BU DURUMU NASIL AŞARIZ ?
Mental yorgunluğun üstesinden gelebilmek için, öncelikle zihni rahatlatacak aktivitelere ağırlık vermek gerekir. Sakin olmak ve bazen sessiz kalmak, yürüyüş, kitap, gezinti, sosyalleşmek ve vitamin takviyeleri başlıca zihin dinlendirme yöntemleridir.
-KİTAP OKUMAK- Her gün kısa bir süreyi ayırarak okuyacağınız kitap, gündelik yaşam stresinden uzaklaşmanızı sağlayarak, hayal gücünüzün yaratıcı dünyasını devreye sokar. Zihninizi daha dinlenmiş ve rahat hissetmenize yardımcı olur.
-SESSİZ KALMAK- Gün içinde yalnızca yarım saatinizi ayırarak yaptığınız bir meditasyon ya da sadece sessiz kalmak, zihninizi yoran gündelik yaşam sorunlarından sıyrılmanızı sağlar. Kendinizi daha dinç ve huzurlu hissetmeniz için ideal bir dinlenme yöntemidir.
-SOSYALLEŞMEK- Haftanın belirli bir gününü arkadaşlarınıza ve sevdiğiniz insanlara ayırarak, keyif aldığınız aktiviteleri gerçekleştirebilirsiniz. Bu sayede bir süre sonra, zihninizin daha
dinlenmiş ve rahatlamış olduğunu hissedeceksiniz.
-TEKNOLOJİDEN UZAKLAŞMAK- Günlük sosyal medya kullanım sınırı belirlemek ya da birkaç günlük sosyal medya detoksu yapmak, kişinin zihninin teknolojiden arınarak, rahatlamasına yardımcı olur.
-PLANLI YAŞAMAK- Yapacağınız her şeyi, planlayarak belli bir program çerçevesinde gerçekleştirmeniz, hem size zaman kazandıracak, hem de kafa karışıklığı yaşamamış olacaksınız.
-SPOR YAPMAK- Düzenli yapacağınız yarım saatlik yürüyüşler, zihninizi, bedeninizi ve ruh sağlığınızı korumak için, son derece faydalı bir aktivitedir.
-SİSTEMLİ UYKU VE BESLENME- Her gün belli saatlerde uyku ve yemek düzenini sağlamak, hem odaklanmanızı güçlendirir, hem de vücudunuzun sağlıklı bir şekilde dengede kalmasını sağlar.
Umarım verdiğim bilgiler, sorularınızın karşılığı olmuştur. Herkese, sağlıklı ve umut dolu güzel günler diliyorum, sevgiyle kalın...❤
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
1 Ağustos 2022 Pazartesi
TÜRKİYE'DE KADIN OLMAK !
jjjgbnjjyk.djdjgdoıjdıjdıojtjhohsuy0suyseuysysu0uu6ejtogdogue0etedfluy9eerıorıeıeıreıttprtegkghgsgjoıısjgsootetıooıeı9ıtotwepootıeteotepypıywıjhlbncnhoyjohruyyuyrııyryjhljhp.
jhkjhkhoıuı.hyygıuuıuou,xşkpoktpkdogue0etedfluy9eerıorıeıeıre8ıttprtegkghgsgjoıısjgsootetıooıeı9ıtotwepootıeteotepypıywıjhlbncnhoyjohruyyuyrııyryjhljhpihnbcnbyeuyyueyueyueyueuyeyeyıjylnşlvbmfohhdyu !
rıorıeıeıre4ıttprtegkghgsgjoıısjgsootetıooıeı9ıtotwepootıeteotepypıywıjhlbncnhoyjohruyyuyrııyryjhljhpihnbcnbyeuyyueyueyueyueuyeyeyıjylnşlvbmfohhdyu09yu0yt0yuyuodfjohohjyuudhd9unm0ünündrü*6üüıuüd6üddüü9uüduouyd !!!
Yazımdan hiç bir şey anlamadınız değil mi ? İşte ülkemizdeki karanlık zihniyetli bazı kesimlerin, biz kadınlara olan bakış açısı da aynen böyle .Hiç bir şeyi anlamadan sadece konuşmak ! Oysaki dünyaya gelişleri ,bir KADIN tarafından gerçekleşti...
Fazla söze gerek olmadığını düşünerek, bizleri yakından tanıyan, eşsiz bir liderin sözleriyle yazımı tamamlamak istiyorum. “Ey kahraman Türk kadını, sen yerlerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Teşekkürler ATAM...
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
13 Haziran 2022 Pazartesi
GİDİŞİNDE ZARAFETİ OLMALI !
WWW.gazetekalem.com dikenlikalem.blogspot.com/
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
30 Mayıs 2022 Pazartesi
İNSANI İNSANA ANLAT...!
WWW.gazetekalem.com dikenlikalem.blogspot.com/
SANAT, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak tanımlanıyor. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler, sürekli değişmiş olup, bu geniş anlam zaman içinde değişikliklere uğrayarak, yeni tanımlara sebep olmuştur.
Kısa süre önce, Ankara Şinasi Sahnesinde izlediğim ''EZOP'' oyunu, beni çok etkiledi. Gerek mitolojik konusu, gerek oyuncuların göstermiş olduğu güçlü performans, gerek sahne dekoru ve oyuncu kostümleri, belli ki özenli, detaylı ve başarılı bir ekip çalışmasının göstergesiydi. Bir sanatsever olarak, şahsım adına çok mutlu oldum ve gurur duydum.
Bu güzelliği biz sanatseverlere yaşattığınız ve başkentimiz ANKARA'ya misafir olduğunuz için, ''TARSUS ŞEHİR TİYATROSU'' oyuncularına, teknik ekibe, bu muhteşem tablonun oluşumunda katkı sağlayan, değerli tüm emekçi dostlarımıza, kendi adıma ve sanatseverler adına sonsuz teşekkürler ediyorum. İyi ki varsınız ve iyi ki sizleri tanıma fırsatımız oldu.
Ankara'da yaşayan sanat aşıkları bilirler, yıllardır hep şu sözleri duyarız, ''Ankara seyircisi çok zordur. Kolay kolay beğenmez ve çıtaları yüksektir''. Bir konser için şehrimize gelen değerli sanatçımız Işıl Yücesoy, bizlere sahneden şöyle seslenmişti, '' Ne zaman Ankara'da sahneye çıksam, heyecandan elim ayağım titriyor. Eğer seyirci gülüyorsa ilk aşama tamamdır. Eğer alkışlıyorsa muhteşem. Eğer ayağa kalkıp, hem alkışlıyor, hem de çığlık atıyorsa, bu iş tamam Işıl, sınavı başarıyla geçtik demektir'' Kendisini sevgiyle selamlıyorum.
Belki Ankara'mız, sanatın başkenti olduğu içindir. Belki de SANATA değer veren ve sanata aşık bir liderin, yani ''MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün'' evlatları olduğumuz içindir...
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
18 Mayıs 2022 Çarşamba
ZAFERİN AYAK SESLERİ...
WWW.gazetekalem.com dikenlikalem.blogspot.com/
.jpg)
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, Samsun'dan yola çıkarak ''KURTULUŞTAN KURULAŞA'' dek, adım adım ilerlediği, tam bağımsızlık ve demokrasi meşalesini yaktığı, 19 Mayıs 1919’un, bu sene 103.Yılını kutluyoruz.

.jpg)
Bir Cumhuriyet kadını ve 100. yıl yürüyüşçüsü olarak, bizde onun izinden ve yürüdüğü yollardan, onun bizlere vermiş olduğu manevi güçle, bu zorlu mesafeyi büyük bir gururla tamamlamış olup, ''100.YIL YÜRÜYÜŞÇÜLERİ'' unvanını alarak, tarihe geçmenin onurunu yaşamaktayız.
''KURTULUŞTAN KURULUŞA'' olan bu büyük yürüyüş, DEMOKRASİ adına, ADALET adına, BARIŞ ve ÖZGÜRLÜK adına uzanan, ''TAM BAĞIMSIZLIK'' yoludur.
23 Nisan’da, SAMSUN Tütün İskelesi’nden başlayan 517 km lik yürüyüşümüz, 27 gün sürmüştür.52 noktada mola vererek, HAVZA, MERZİFON, ÇORUM, KIRIKKALE, ELMADAĞ üzerinden ANKARA güzergahını izleyerek, 19 Mayıs 2019 tarihinde, saat 19:19 da ATAMIZIN huzurunda, Anıtkabir'de sona ermiştir.

.jpg)
Ben ve yol arkadaşlarım, Selda Kürkçüoğlu, Hüseyin Akyildiz, Ismail Beşler ve Hüseyin Erdoğan, attığımız adımların gelecek nesillere bir yol açmasını temenni ederek, Atamızın demokrasi ve bağımsızlık yolunda yakmış olduğu ışığın izinden, cesaret ve kararlılıkla yürümeye devam edeceğimize yemin ederek, hepimizin ''19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını yürekten kutluyor, ''YAŞASIN TAM BAĞIMSIZLIK'' diyoruz...
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)