Oldukça önemli ve bir o kadar da TRAVMA yaratan bir durumdan, yani bugüne dek bildiğimiz süper kahramanların ve bazı oyuncakların, çocuklara ne denli zarar verdiğinden söz etmek istiyorum.
Bu konuyla ilgili görüşlerini bizlerle paylaşan ,Aile danışmanı ve rehberlik öğretmeni sevgili dostum Duygu Sakarya, Çocuklarımız için oyuncak seçerken, içinde bulunduğu gelişimsel dönemi de göz önünde bulundurarak, dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar olduğunu vurguluyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor;
''Özellikle, bilişsel ve duygusal gelişimine doğru katkı sağlayacak ürünler tercih edilmelidir. Piyasadaki bir çok oyuncak bebek, tek tip olup hepsi çok ince, uzun bacaklı, sarı saçlı ve renkli gözlü olarak tasarlanmaktadır.. Aynı şey erkek figürler için de geçerlidir. Yani “MÜKEMMEL BEDENLER'' ! ''
''Bu tür bebeklerin, çocuk gelişiminde olumsuz örnek niteliği taşıdığına inanıyorum. O bebeklere özenip onlar gibi olmak istiyorlar. Yeğenim esmer bir kız ve 4 yaşındayken “saçlarım keşke sarı olsaydı” dediğini hatırlıyorum. Önemli olanın dış görünüşümüz olmadığını, farklılıklarımızla güzel olduğumuzu ve bizden her anlamda farklı olana anlayışlı olmayı öğretmeye çalışırken, bu bebekler “KUSURSUZ” görünüşte bir imaj çizmektedirler. Tek TİP güzellik ve standart bir giyim algısı yaratılıyor. Dolayısıyla cinsiyetçi roller de dayatılmış oluyor.''
''Çocuklarımız bu bebeklere özeniyor. Onu bir oyuncak gibi değil, gelecekte olmayı hayal ettiği kişi olarak görüyor ! Üstelik yaratıcılığa da olumlu bir katkısı olduğu söylenemez, çünkü roller hazır !!! Fakat çocuğun bebeğine elbise dikmesine izin verirseniz, hem çocuğun yaratıcı gücünü ortaya çıkartmış olursunuz, hem de sorunu biraz da olsa çözüm noktasına taşırsınız ''
''Aileler, çocuğun gerçekle hayal ürünü arasındaki farkı öğrenmesini de sağlamalıdır. Eğer çocuklar bunu ayırt edemezse, günlük yaşamda karşılaştığı bazı deneyim ve duygularla başa çıkmakta zorlanır. Hatta o SÜPER KAHRAMANLARIN yaptıklarını yapmak gibi bir tehlikeye de açık hale gelirler ki, bunların örnekleri ne yazık ki yaşandı ve yaşanmaya devam etmekte.''
''Kusursuz figürleri oyuncak olarak çocuklarımıza sunduğumuzda, başarısızlıklar karşısında yaşadıkları hayal kırıklığı da artacak ve mücadele etme özellikleri azalacaktır. Bu nedenle aileler, daha az yapılandırılmış, yaşam becerilerini de destekleyecek oyuncaklara yönelerek, (Lego vb) buradaki dengeyi sağlamış olacaklardır'' diyor sevgili dostum Duygu Sakarya. Bizleri aydınlattığı için, kendisine çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca şunu da eklemek istiyorum, Pedagoji Derneğinin çocuklar üzerinde yapmış olduğu bir araştırma gösteriyor ki, SAHTE KAHRAMANLARI ve MÜKEMMEL formda ki bebekleri rol model alan çocuklar da, ''Öz güven eksikliği'',''Depresyon'',''Anoreksiya Nervoza ve Bulimiya Nervoza''(kusma hastalığı),''Şiddet eğilimi'',' 'Davranış bozukluğu'' gibi, daha bir çok psikolojik rahatsızlığın meydana geldiğini ve bu hastalıkların son zamanlarda hızla artış göstererek yaygınlaştığı gerçeğini de gözler önüne seriyor.
Ne yazık ki, her şeyde sınıfta kaldığımız gibi, bu dersten de geçer not alamadık ! Çocukların, sanal ve de sahte dünya ile olan yakın ilişkilerine mesafe koyup, gerçeklerle yüzleşmelerine imkan verirsek eğer, sanırım o zaman ayağı yere basan sağlıklı bireyler yetiştirebiliriz. Aksi takdirde, bu sahte döngü içinde hepsi birden girdaba kapılarak, yok olup gidecekler...
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkür ederim