30 Aralık 2019 Pazartesi

MUTLU YILLAR ...









Gelecek tüm yıllarınızın, bir önceki yıldan daha MUTLU, daha HUZURLU ve daha UMUTLU olmasını temenni ediyor, başınızdan AKLINIZIN, bedeninizden SAĞLIĞINIZIN, cebinizden PARANIZIN, yüreğinizden SEVGİNİZİN hiç bir zaman eksilmemesini diliyorum. NİCE MUTLU YILLARAAA .....



SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır) 

25 Kasım 2019 Pazartesi


ÇEK ELİNİ ÜSTÜMDEN ! 





Benim ÖZGÜRLÜK alanlarımı daraltıp,olur olmaz şeylerle yaftalayarak,beni itip kakmana,hırpalamana,LİNÇ etmene,ÖLDÜRMENE ve TECAVÜZÜ kendine hak görmene ,hangi KARANLIK ZİHNİYETLİ sapıklar geçit veriyor ? 


YOBAZ ve CAHİL beyninle yaptığın bu VAHŞETE, toplum SESSİZ kalmaya ve TEPKİ göstermemeye devam ettiği müddetçe, ya biz KADINLARIN nesli bu ipsizler yüzünden hızla tükenecek, ya da ülkemiz gaflet uykusundan bir an önce UYANIP, farklı bir boyuta geçecek ...!   



SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)





17 Kasım 2019 Pazar


MUCİZE YARATAN ''TÜRK KAHVESİ''





Türk kahvesinin kırk yıllık hatırı varsa,sayabileceğimiz neredeyse kırk tanede faydası olduğunu biliyor musunuz ?Bir kahve sever olarak,haydi hep birlikte faydalarına bir göz atalım isterseniz :)))



Türk kahvesinin son zamanlarda tespit edilen en önemli faydası,kolon kanseri riskini azaltması olarak belirlenmiş.Diğer kanser türlerinin de oluşmasına yüksek oranda engel olan bu sağlıklı içeceği,günde üç fincandan fazla tüketmemeye özen gösterin diyor uzmanlar. Eee ne demişler,''Her şeyin azı karar,çoğu zarar''



Türk kahvesinin faydaları arasında, içinde bulunan KAFEİN ve KAKULE sayesinde sinir sistemini uyarması ve uyanık kalmaya yardımcı olması geliyor.Türk kahvesi aynı zamanda, yorgunluğu gideriyor ve hafızaya güç veriyor.



KOLESTROL sorunu olanlara, doktorlar TÜRK KAHVESİ öneriyor.Günde 2 fincan kahve içmek, aynı zamanda ASTIM tehlikesini de azaltıyor. SİROZ hastalığı riskini de,en aza indiriyor.



Türk kahvesinin faydaları saymakla bitmiyor...



Spordan yarım saat önce içilen Türk kahvesi, spor esnasında yağ yakımını artırıyor. Adrenalin hormonu salgılatarak kalp ve dolaşım sisteminin uyarılmasını ve daha fazla enerji yakımını sağlıyor.



Güçlü bir ANTİOKSİDAN deposu olan kahvenin, önemli etkilerinden bir tanesi de,KEMİKLERİ güçlendirmesi. Ayrıca yüksek tansiyonu önlüyor, Kalp rahatsızlıklarını büyük oranda ortadan kaldırıyor, Bağırsakları düzenleyerek Sindirim sistemini düzenliyor, Parkinson ve Tip 2 diyabeti hastalığından koruyor ve baş ağrılarına iyi geliyor.



DEPRESYONA girdiyseniz ve biran önce kurtulmak istiyorsanız, düzenli olarak Türk kahvesi içmenin tedaviyi daha da güçlendirdiğini söylüyor bir doktor arkadaşım...



ATİNA Üniversite’si Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırma, her gün düzenli olarak Türk kahvesi içenlerde, uzun yaşama oranının, daha yüksek olduğu vurgulanmış. Fincanda kalan telveyi ise asla dökmemenizi, fincandaki kahve telvesini yüzünüze sürdüğünüzde, cildinizdeki pürüzleri yok etmeye yardımcı olup, ANTİ-AGİNG etkisi yaptığı da, deneyler sonucunda ispatlanmış.



''GÖNÜL NE KAHVE İSTER NE KAHVEHANE, GÖNÜL MUHABBET İSTER, KAHVE BAHANE''. Herkese afiyet ve şifa olsun ...))




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

15 Kasım 2019 Cuma

TAHTAKUŞLAR KÖYÜ














Sizlere,kısa bir süre önce ziyaret ettiğim, KAZDAĞLARI'nın eteklerinde bulunan,şirin mi şirin GÜRE kasabasına bağlı  TAHTAKUŞLAR KÖYÜN'den bahsetmek istiyorum...


Bu köyün özelliği,hem doğası ve bulunduğu konum itibariyle benzersiz oluşu,daha da önemlisi,burada yaşayan kardeşlerimizin,TAHTACI TÜRKMENLER'den olmasıdır.



Bu tarihi köyü gezerken bizlere, kendisi de bir Türkmen ailesine mensup olan ve köye, ''Tahtakuşlar Köyü Özel Etnografya Galerisi''ni kazandıran, ayrıca kökleriyle ilgili yazdığı ''MUATAZMAYİNŞATÜRTA'' adlı birde kitabı bulunan, sayın MUSTAFA SELİM KUDAR eşlik etmiştir. Kendisine göstermiş olduğu misafirperverliğinden ötürü, sonsuz teşekkürler ediyoruz..



TAHTACI TÜRKMENLER KİMDİR ?



Orta Asya Türklerinin Dili Örf Ve Geleneklerini bozulmadan sürdürebilen sayılı Oymaklardandır. Tahtacılar oymak damgasını kutsal kabul etmişlerdir. Bu damganın kendilerini her türlü kötülükten koruyacağına inanırlar. Ağaç işçiliğinde kadın ve erkek birlikte, omuz omuza çalışırlar. Kadınlar onlar için son derece değerlidir. Cumhuriyetin ilanından sonra baskılar azalınca, ağaç işçiliğinden vaz geçerek, ziraat, küçük esnaflık, memuriyet ve daha bir çok farklı iş alanlarına da yönelerek hayatlarını devam ettirmişlerdir.CUMHURİYET,ATATÜRK ve LAİKLİĞE bağlı olan topluluk,son derece saygıdeğer bireylerden oluşmaktadır...



Bu köydeki o güzel geleneksel dokuyu görmeniz ve de hissetmeniz mümkündür. Kazdağları'nda 564 yıllık Türkmen geleneği halen yaşatılmaktadır.Eşsiz doğa güzelliğine sahip olan TAHTAKUŞLAR KÖYÜ'ne, eğer bir gün yolunuz düşerse, Galeriyi gezmeden ve suyundan içmeden sakın geçmeyin...



SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

22 Eylül 2019 Pazar

DEĞİŞİME HAZIR MISIN ?






İçinden şu soruyu sorabilirsin,şimdi bu da nereden çıktı ? Neden değişmek isteyeyim ki ? Aman canım ben halimden memnunum.Ayrıca kim uğraşacak bu değişim rüzgarıyla ?



Bakıyorum da bu aralar kuaförüne çok sık gitmeye başladın.Sürekli saçının rengini değiştiriyorsun.Evinden memnun değilsin..Yeni kıyafetler almak istiyorsun.Hayırdır yeni arabalara bakıyorsun ...



DEĞİŞMELİSİN, neden mi DEĞİŞMELİSİN ? Çünkü yapmış olduğun her hareket, değişmek istediğinin açık bir göstergesi..O zaman neden bir adım atmayı denemiyorsun ? Bu yaptıkların seni geçici olarak mutlu eder.Sana köklü bir değişim lazım...



DEĞİŞİM SENİNLE BAŞLAR



Önce değişmek istediğine karar vermelisin ! Sonra nasıl bir yol izleyeceğini belirleyip,ilk adımı cesaretle atmalısın diyor bir sosyolog arkadaşım...



Mesela, öncelikle hayatında sana zarar veren ve enerjini emen insanları, yaşam alanından çıkartarak başlayabilirsin.Çünkü bu tip insanlar seni dahada aşağı çekerek, dengenin bozulmasına sebep olurlar.



KORKU ve KAYGILARINDAN kurtulmalısın.Korkular değişimin en büyük engelleri olarak karşımıza çıkıyor.Öz güvenini azaltarak, seni huzursuz ve şüpheci bir kimliğe büründürüyor.



Hepimizin kaygılı dönemleri olmadı mı ? tabiki oldu..Fakat bunların farkına varıp ne kadar çabuk kurtulabilirsek, o kadar hızlı değişmeye ve de dönüşmeye başlarız.



Görüntünü değiştirmek isteyebilirsin. Eeee o zaman değiştir. Sana kim engel oluyor ? El alem ne der diye mi düşünüyorsun ? Hani engelleri ortadan kaldırıyorduk.Kim ne derse desin,bu geminin kaptanı sen değil misin ? KİME NE ...?



Değişmek başta zor gibi görünse de,değişimin sonucunu gördükten sonra ,artık değişimin önüne geçemiyorsun.Çünkü bir kere bunun tadını aldın mı, hayatında seni rahatsız eden her ne varsa, kolaylıkla ve kararlılıkla değiştirmeye başlıyorsun..Kafandaki engelleri kaldırdığın içinde,önündeki tüm yollar, birer birer sana açılmaya başlıyor.



Konumuz DEĞİŞİM olunca,buna çok güzel bir örnek olduğunu düşündüğüm ve severek izlediğim,Demet Akbağ'ın baş rol oynadığı, ''NADİDE HAYAT'' filmi gözümün önünde canlanıyor..Burada anlatılmak istenen şey, tam da DEĞİŞİMİN kendisi...



Filimden alıntı yaptığım ve bir o kadarda çarpıcı bulduğum replikle,HERKESE MUTLU BİR HAYAT DİLİYORUM...😊🙏



“Bu hayat benim. Yarısını başkaları için harcadım.Geriye ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum.Belki kırk yıl, belki bir gün ! Geriye kalan hayatım, ben nasıl istiyorsam öyle geçecek. Ben bu gemiden mutlu ineceğim…”



SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

5 Eylül 2019 Perşembe




YÜZLEŞMEYE HAZIR MISINIZ ?


Çocuk istismarına yönelik hazırlanan raporlara göre, son 8 yılda, çocuk tecavüzleri ve ölümleri, yüzde 900 artmış durumda.Bu süreçte istismara uğrayan ve öldürülen çocuk sayısı 10 binden fazla...



İnsanın kanını donduran o kadar çok vaka var ki,bunları okurken göz yaşlarımı tutamadım ve yüreğim sızladı.Şimdi bu DEHŞET verici olaylardan bazılarını,gaflet uykusuna dalmış olanlar için aktarıyorum...



SAMSUN-VEZİRKÖPRÜ...Ben Ecrin Kurnaz,1,5 yaşındaydım.Yakın akrabam tarafından TECAVÜZE uğradım ve öldürüldüm.Bedenim bir paçavra gibi boş bir alana atıldı.Mahkeme halen devam ediyor...



İSTANBUL-BEYKOZ....Ben Y....Y..... 12 yaşındayım.Geçen hafta 17 yaşında ki C.Y tarafından zorla kaçırıldım.Bir evin odasına hapsedildim. Beni kaçıran şahıs başta olmak üzere,yaşları 19 ila 27 arasında değişen tam 15 arkadaşı tarafından günlerce TECAVÜZE uğradım.Bana tecavüz edenler hala dışarıda dolaşıyor...



KONYA-KARAMAN.....Biz, Yaşları 13 ila 16 yaş arasında değişen ve bir VAKIF yurdunda kalan 10 erkek çocuğuyuz.Öğretmenimiz tarafından, aylarca TECAVÜZE uğradık.Kendisine neden bunu yapıyorsun dediğimiz zaman,"Ben seni Allah ve Resulün rızası için seviyorum.Bu aramızda bir sır, sakın kimseye söyleme''diyordu...



KARS.....Ben Mert, 9 yaşında tanımadığım bir adam tarafından zorla kaçırıldım.TECAVÜZE uğradıktan sonra boğularak öldürüldüm.Cesedim boş bir araziye atıldı.Katilim ifadesinde, "Nasıl yaptım bilmiyorum. Öldürdüm işte. Ben de askerdeyken tecavüze uğramıştım, ne var bunda'' dedi....



ADANA.....Ben Gizem 6 yaşındaydım.Bir gün Adana'da oyun oynamak için sokağa çıktım ve kayboldum.Cesedim 4 gün sonra ormanlık bir arazide, TECAVÜZE uğramış,bıçaklanmış ve yakılmış halde bulundu. Katilim,ablamla evlenmek isteyip reddedilen bir akrabamızdı...



ADALETİN yerlerde süründüğü ülkemizde,Üzülerek görüyoruz ki, mahkemelerde “iyi hal ve saygın tutum indirimi” rutin bir uygulamaya dönüşmüş durumda.Bu durum kamu vicdanını derinden zedelemektedir.



82 milyonluk bir Ülkede, çocuklarımızı gözü dönmüş bunca SAPIKLAR dan ve tehlikelerden koruyamıyorsak eğer,YAZIKLAR OLSUN bizim gibi ülkeye !!! YAZIKLAR OLSUN, KARANLIK ZİHNİYETLİ ŞEREFSİZLERE...!




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

3 Şubat 2019 Pazar


SAHTE KAHRAMANLAR ! 


Oldukça önemli ve bir o kadar da TRAVMA yaratan bir durumdan, yani bugüne dek bildiğimiz süper kahramanların ve bazı oyuncakların, çocuklara ne denli zarar verdiğinden söz etmek istiyorum.


Bu konuyla ilgili görüşlerini bizlerle paylaşan ,Aile danışmanı ve rehberlik öğretmeni sevgili dostum Duygu Sakarya, Çocuklarımız için oyuncak seçerken, içinde bulunduğu gelişimsel dönemi de göz önünde bulundurarak, dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar olduğunu vurguluyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor; 



''Özellikle, bilişsel ve duygusal gelişimine doğru katkı sağlayacak ürünler tercih edilmelidir. Piyasadaki bir çok oyuncak bebek, tek tip olup hepsi çok ince, uzun bacaklı, sarı saçlı ve renkli gözlü olarak tasarlanmaktadır.. Aynı şey erkek figürler için de geçerlidir. Yani “MÜKEMMEL BEDENLER'' ! ''



''Bu tür bebeklerin, çocuk gelişiminde olumsuz örnek niteliği taşıdığına inanıyorum. O bebeklere özenip onlar gibi olmak istiyorlar. Yeğenim esmer bir kız ve 4 yaşındayken “saçlarım keşke sarı olsaydı” dediğini hatırlıyorum. Önemli olanın dış görünüşümüz olmadığını, farklılıklarımızla güzel olduğumuzu ve bizden her anlamda farklı olana anlayışlı olmayı öğretmeye çalışırken, bu bebekler “KUSURSUZ” görünüşte bir imaj çizmektedirler. Tek TİP güzellik ve standart bir giyim algısı yaratılıyor. Dolayısıyla cinsiyetçi roller de dayatılmış oluyor.'' 



''Çocuklarımız bu bebeklere özeniyor. Onu bir oyuncak gibi değil, gelecekte olmayı hayal ettiği kişi olarak görüyor ! Üstelik yaratıcılığa da olumlu bir katkısı olduğu söylenemez, çünkü roller hazır !!! Fakat çocuğun bebeğine elbise dikmesine izin verirseniz, hem çocuğun yaratıcı gücünü ortaya çıkartmış olursunuz, hem de sorunu biraz da olsa çözüm noktasına taşırsınız ''



''Aileler, çocuğun gerçekle hayal ürünü arasındaki farkı öğrenmesini de sağlamalıdır. Eğer çocuklar bunu ayırt edemezse, günlük yaşamda karşılaştığı bazı deneyim ve duygularla başa çıkmakta zorlanır. Hatta o SÜPER KAHRAMANLARIN yaptıklarını yapmak gibi bir tehlikeye de açık hale gelirler ki, bunların örnekleri ne yazık ki yaşandı ve yaşanmaya devam etmekte.'' 



''Kusursuz figürleri oyuncak olarak çocuklarımıza sunduğumuzda, başarısızlıklar karşısında yaşadıkları hayal kırıklığı da artacak ve mücadele etme özellikleri azalacaktır. Bu nedenle aileler, daha az yapılandırılmış, yaşam becerilerini de destekleyecek oyuncaklara yönelerek, (Lego vb) buradaki dengeyi sağlamış olacaklardır'' diyor sevgili dostum Duygu Sakarya. Bizleri aydınlattığı için, kendisine çok teşekkür ediyorum. 



Ayrıca şunu da eklemek istiyorum, Pedagoji Derneğinin çocuklar üzerinde yapmış olduğu bir araştırma gösteriyor ki, SAHTE KAHRAMANLARI ve MÜKEMMEL formda ki bebekleri rol model alan çocuklar da, ''Öz güven eksikliği'',''Depresyon'',''Anoreksiya Nervoza ve Bulimiya Nervoza''(kusma hastalığı),''Şiddet eğilimi'',' 'Davranış bozukluğu'' gibi, daha bir çok psikolojik rahatsızlığın meydana geldiğini ve bu hastalıkların son zamanlarda hızla artış göstererek yaygınlaştığı gerçeğini de gözler önüne seriyor.



Ne yazık ki, her şeyde sınıfta kaldığımız gibi, bu dersten de geçer not alamadık ! Çocukların, sanal ve de sahte dünya ile olan yakın ilişkilerine mesafe koyup, gerçeklerle yüzleşmelerine imkan verirsek eğer, sanırım o zaman ayağı yere basan sağlıklı bireyler yetiştirebiliriz. Aksi takdirde, bu sahte döngü içinde hepsi birden girdaba kapılarak, yok olup gidecekler...




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)