21 Kasım 2018 Çarşamba

KÜRÜNDEN KABARE …






Dün akşam,beni derinden sarsan ve tüm seyircinin ağlayarak ayakta alkışladığı,tek kişilik bir tiyatro oyunundan, yani KÜRÜNDEN KABARE'den bahsetmek istiyorum...



Oyun,ülkemizde ki bazı kesimlerin ısrarla kabul etmek istemediği,dışladığı,ötekileştirdiği,itip kaktığı,acımasızca eleştirdiği, gerek psikolojik, gerekse fiziksel ŞİDDET uyguladığı bir azınlıktan,yani LGBTİ üyelerinin (LEZBİYEN, GEY, BİSEKSÜEL,TRANSGENDER,İNTERSEKS) drama dönüşmüş hayatlarından bahsediyor...



Hepimizi kah hıçkırıklara boğup ağlatan,kah kahkahalarla güldüren ve hepsinden önemlisi,böyle bir konunun önemini vurgulayıp FARKINDALIK yaratan,değerli oyun yazarı ve oyuncu SEYHAN ARMAN'a sonsuz teşekkürler ediyoruz.


SEYHAN ARMAN KİMDİR ? 


Seyhan Arman, Türk tiyatro, sinema, dizi oyuncusu ve drag queen,yani bir TRANSSEKSÜEL dir. Aynı zamanda bir insan hakları aktivistidir.1994 yılında tiyatro ile oyunculuğa başlamış, Dilruba Saatçi'den oyunculuk eğitimi almış ve Engin Alkan'ın oyunculuk workshop'ına katılmıştır. But Kısa Film Yarışması'nda jüri üyeliği yapmış ve ayrıca bir çok dalda çeşitli ödülleri bulunmaktadır...


Herkesin bu oyunu mutlaka izlemesi gerektiğini düşünüyor ve LGBTİ azınlığa yapılan her türlü ayırımcılığı şiddetle kınıyorum …



SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU 

(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

21 Ağustos 2018 Salı

HER GÜNÜNÜZÜN ''BAYRAM'' TADINDA GEÇMESİ DİLEĞİYLE,MUTLU BAYRAMLAR …








SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(Her hakkı saklıdır)

27 Mayıs 2018 Pazar



KONU KOMŞU NE DER ? 



Bırakın ne derlerse desinler, SİZE NE ? Ayrıca sizin yaptıklarınızdan,ONLARA NE ? 



Toplumda ki kuralları kim belirliyor? Neye göre, kime göre ayıplar günahlar şekilleniyor ? Bu konu komşu dediğimiz kesim,durmadan konuşan ve eleştiren ikinci,üçüncü şahıslar kimdir ? 



Öyle TRAJİ-KOMİK olaylar yaşıyoruz ki,insanın ağzı açık kalıyor.Mesela doğumunuzdan başlayarak,hayatınızın nasıl olması gerektiğine kadar bu şahıslar karar veriyor.Ne YEMENİZ gerektiğine, nasıl GİYİNMENİZ gerektiğine,kiminle EVLENECEĞİNİZE,davranışlarınıza,hangi okullarda okuyacağınıza kadar, EL ALEM çetesi karar veriyor.



''Aaa çok ayıp kızım,hiç öyle gülünür mü,sonra el alem sana ne der ?'', ''Yapma oğlum, o kızla bir daha görüşme,bizi konu komşuya rezil etme'','' O kadar dans edilir mi hiç, el alem sana kim bilir neler söyler''...



Der derr derr, bunlar durmadan der de derler ! Bir insanı el alemin yönetmesi ve hayatını onlara göre şekillendirmesi ne kadar ACI bir durumdur.Sizce de öyle değil mi ? 



Peki neden onlara teslim oluyoruz ? Bizim bir aklımız, bir çizgimiz,bir duruşumuz yok mudur ? Tüm hayatımızı, KONU-KOMŞU denilen zavallı bir örgütün eline teslim etmek,size ne kadar doğru geliyor ? 



Düşünsenize, aşık olduğunuz bir insandan,sırf üçüncü şahıslar tepki gösterdiği için, kolayca vazgeçebiliyorsunuz .İstediğiniz bir okulu seçip, keyifle okumak varken,onların tercihleri doğrultusunda hareket ediyorsunuz.Sizin nerede gülmeniz,nerede ağlamanız gerektiğine bu çete karar veriyor.İçip içmeyeceğinize, gezip gezmeyeceğinize onlar müdahale ediyor.



Siz kahkahalarla gülüyorsunuz,onlar asık suratla size bakıyorlar.
Bu topluluk, hayatı boyunca iç huzuru yakalayamamış,başkalarının dedikodusunu yaparak bundan beslenen,insanların hayatına karışmayı kendisine hak görerek egosunu tatmin etmeye çalışan ve öz güven sorunu yaşayan bireylerden oluşmaktadır.Bu güne dek, başkaları tarafından sürekli eleştiriye maruz kalarak,yapmak istediği bir çok şeye set çekildiği için,bastırılmış duygulara sahip mutsuz karakterler...



Peki ne yapmamız lazım ? 



Kendinizden asla taviz vermeyin.Olduğunuz gibi davranın. El alem çetesinden, mümkün olduğu kadar uzak durun. El alemi yok sayın demiyorum, ama sizin üzerinizdeki etkisine dikkat edin.Başkalarının hakkınızdaki düşüncelerini alırken, süzgeçten geçirin.Bu insanların tercihlerinizde etkili olmasına izin vermeyin.



Hayatınızın kumandasını, EL ALEME teslim etmemeniz dileğiyle ! Herkese MUTLU bir ömür diliyorum ...




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

19 Mayıs 2018 Cumartesi

''Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim''...Ulu önderimiz, Mustafa Kemal Atatürk'ün de söylediği gibi...Umudumuzu her daim taze tutarak,yolumuzu aydınlatmalıyız.19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız,hepimize kutlu olsun...











SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(Her hakkı saklıdır) 

4 Nisan 2018 Çarşamba

BİR DAKİKA YETER ...! 






MUTLU olmak için, bir takım şartların oluşmasını,o neşeli günlerin gelmesini veya büyük mucizelerin gerçekleşmesini mi bekliyorsunuz ? O zaman daha çoook beklersiniz ...! 



Çünkü hayata dair ne varsa, hep daha fazlasını istiyorsunuz.''Daha iyi arabaya binmeliyim'',''Daha lüks evde oturmalıyım'',''O pahalı çantaya ben sahip olmalıyım'', ''İnsanlar benimle daha çok ilgilenmeli'',''Çocuğum öyle olmalı yok böyle olmalı'',''Sevgilim ancak şunu yaparsa sevebilirim'' gibi, hep koşullara bağlı bir MUTLULUK beklentisi içindesiniz.Yani diyorsunuz ki, ancak bu şartlar yerine gelirse MUTLU olabilirim... 



Pekii siz durakta bu otobüsün gelmesini beklerken, orada ve etrafınızda gerçekleşen küçük mutlulukları kaçırdığınızın farkında mısınız ? 



Mutlu olmak için, inanın bana sadece BİR DAKİKA yeter ! 



Geçen gün arkadaşlarla yürüyüş yaparken, yol kenarında ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş, 7 yaşında bir erkek çocuğuna rastladık. Merakla neden ağladığını sordum, derin bir iç çekip titrek sesiyle,'' Kayboldum'' dedi. Biz hemen harekete geçerek, çocuğun verdiği bilgiler doğrultusunda,ailesini bulmaya çalıştık ve sonunda babaya ulaştık.Size şunu itiraf etmeliyim ki, babanın uzaktan koşarak oğluna gelişi ve çocuğun babasını görür görmez heyecanla boynuna sarılması,hepimize tarifi mümkün olmayan bir MUTLULUK yaşattı ...



Hayatın içinde hepimiz benzeri olaylarla mutlaka karşılaştık ve karşılaşmaya devam edeceğiz.Önemli olan sizin bunları yüksek FARKINDALIKLA görebilmeniz ve MUTLU olmayı yürekten istemenizdir.



Mesela yaşlı bir teyzenin elindeki paketleri taşıyabilirsiniz.Çocuk arabasını kaldırımdan indiremeyen bir kadına yardımcı olabilirsiniz.Yakın bir dostunuza İltifat edebilirsiniz.Sevgilinize ''İyi ki varsın'' diyebilirsiniz. Siize basit ve anlamsız gibi görünen bu küçücük dokunuşlar, emin olun ki gelecekte yaşanacak büyük mutlulukların alt yapısını oluşturmaktadır. 



Unutmayalım ki ''MUTLULUK'' bulaşıcıdır ve ''MUTLU'' olmak için sadece bir dakikanızı ayırmanız yeterlidir ! Bu duygunun hızla bulaşmasını temenni ediyor,herkese sonsuz ''MUTLULUKLAR'' diliyorum ...))) 




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

26 Mart 2018 Pazartesi

AĞZINIZDAN ÇIKANI, KULAĞINIZ DUYSUN...!







Büyüklerimiz ne güzel söylemiş, ''Ağzından çıkanı kulağın duysun'',duysun ki daha dikkatli cümleler kur. Çünkü ne düşünüyorsan onu söylüyorsun ve ne söylüyorsan zamanla ona dönüşüyorsun ...
*
OLUMSUZ bir insan düşünün ! Sürekli yakınıyor,umutsuz konuşmalar yapıyor,çevresiyle yerli yersiz tartışıyor, dinlemeden anlamadan insanları suçluyor,huzursuz ve sinirli,NEGATİF enerjisini etrafa saçıyor. Bu insan bu kadar olumsuz tutum sergilerken, kendi öz eleştrisini yapmak şöyle dursun, suçu her seferinde başkalarına yıkarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Bu tarz kişilerin şikayetleri,genellikle her işinin ters gittiği ve sağlıkla ilgili sürekli bir sorun yaşadığı yönünde oluyor. Şimdi lütfen EMPATİ yapalım ! Siz böyle bir insanla ilişkinizi devam ettirmek ister misiniz ?
*
Her düşüncenin, vücudumuzda bir karşılığı olduğunu biliyor musunuz ?
*
Mesela ENDİŞE ve KORKU içindeysek, sürekli boyun,sırt ve omuz ağrılarından şikayet ediyoruz... Eğer GEÇMİŞE takılı kalarak,olayları sürekli gündeme getiriyorsak, baş ağrılarımız artıyor,midemiz de hazımsızlık başlıyor, bunu gastrit,ülser, reflüğ gibi diğer hastalıklar takip ediyor... Üzüntülü bir ruh hali içindeysek, bu durum enerji düzeyimizi ve motivasyonumuzu büyük ölçüde etkiliyor. ÜZÜNTÜ ayrıca bitkinliğe, aşırı yorgunluğa ve bağışıklık sisteminin yerle bir olmasına sebep oluyor.Yani uzun lafın kısası,OLUMSUZ DÜŞÜNCELER vücudumuzda karşılık buluyor ...
*
Eğer etrafınızda bu tip insanlar var ise, eminim ki kendinizi yüksek GERİLİM hattına takılmış ve çaresizlik içinde çırpınan bir kuş gibi hissedersiniz ! Bu gerilime katlanıp katlanmamak da, tabiki sizin tercihinizdir...
*
HAYAT farklı parkurlardan oluşan, inişli çıkışlı bir yol gibidir ! Her insanın kendine özgü bir takım zorlukları vardır. Herkes bunca mücadele içinde debelenirken,birde OLUMSUZ insanların rüzgarına mağruz kalmak,inanın oldukça can sıkıcı bir durum...
*
PEKİ NE YAPMALIYIZ ?
*
Önce derin bir nefes alıp SAKİNLEŞİN !
*
Sonra hayatınıza genel bir bakış yaparak, değişmesini istediğiniz her ne varsa,değiştirmek için harekete geçin.Herkes herkesi sevmek zorunda değil. Sizi sevmeyen insanlar hakkında kötü şeyler hissediyorsanız,onları hayatınıza dahil etmek zorunda değilsiniz. Bu kolay bir cevap gibi görünebilir ama, yine de cesaretli olmak gerekir..Eğer kendinizi huzursuz hissediyorsanız, düşüncenizde değişiklik yapın, ama asla rahatsız kalmayı seçmeyin.
*
Geçmişin en güzel yanı, GEÇMİŞ olması !
*
GEÇMİŞ adı üstünde geçmişte kaldı ! Bununla ilgili yapacak bir şey var mı ? elbette YOK ! O zaman keşkeleri bir tarafa bırakıp, olanlardan payımıza düşeni alarak, yolumuza devam etmeliyiz. GELECEK ise meçhul ! Neyin ne olacağını bilemezsiniz, peki bilemediğiniz bir zaman dilimi için, bu kadar KAYGI ve KORKU neden ? Geçmişin pişmanlığı, geleceğin korkusu derken, Şu anı kaçırdığınızın farkında mısınız ?
*
Belki de bakış açınızı değiştirmelisiniz !
*
Mesela kızıp küstüğünüz bir arkadaşınız, bu davranışınızın neden kaynaklandığını biliyor mu acaba ? Lütfen önce kendinize, sonra da karşınızdaki insana karşı dürüst olun. Siz samimiyetsiz davranarak,arkadaşınıza bir açıklama yapmazsanız, karşı tarafın da bunu anlamasını beklemek, son derece yanlış olur.Hani böyle durumlar için söylediğimiz, ''Dağ dağa küsmüş, dağın haberi olmamış'' cümlesi gibi. Buradaki hatanızı kısa sürede telafi etmelisiniz.Aksi taktirde, karşı taraftan da DOĞRU bir yaklaşım bekleyemezsiniz.Olumlu bir adım atarsanız eğer,sizde karşılığını göreceksiniz.Kendinizi gözden geçirin ve değişime açık olun ...
*
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki,OLUMLU DÜŞÜNMEK, vücudun direncini artırarak, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
*
Aynı şekilde, MUTLULUK, SEVGİ, BARIŞ , HUZUR, ŞEVKAT, DOSTLUK, İYİLİK, CÖMERTLİK,YAKINLIK, İÇTENLİK düşünceleri bile, merkezi sinir sisteminde, mesaj taşıyıcılar ve hormonların akması yoluyla, fizyolojide kendilerine karşılık olacak bir durum yaratıyorlar.Bundan ötürü de,OLUMLU düşüncelerin fizyolojide yarattığı derin değişimler, insanı daha SAĞLIKLI ve GÜÇLÜ yapıyor. Çünkü POZİTİF düşüncelerin, bedende uyarıcı bir etkisi bulunmakta ...
*
Kısaca her ne yaşıyorsak,DÜŞÜNCELERİMİZ doğrultusunda yaşıyoruz.O yüzden, ''AĞZINIZDAN ÇIKANI, KULAĞINIZ DUYSUN''... Herkese MUTLU bir hayat diliyorum ...





SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

18 Mart 2018 Pazar

GERİ DÖNMEYİ ASLA DÜŞÜNMEDİK !
''ÇANAKKALE GEÇİLMEZ'' DEDİK,GEÇEMEDİLER ! VEE ARKALARINA BAKMADAN, ''GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER''.