12 Ağustos 2017 Cumartesi

TÜRK İNSANI,NEDEN GERGİN VE SİNİRLİ ?




Bize neler oluyor ? Sokakta, sinemada, lokantada, trafikte, uçakta ve daha bir çok yerde, patırtının olmadığı bir gün geçmiyor.Türk insanı en ufak meseleler yüzünden, kavga çıkartıp birbirini öldürüyor. Peki neden? Türk insanını bu kadar sinirli ve saldırgan hale getiren,acaba hangi sebepler olabilir ?


EĞİTİM ŞART !


KİTAP okuma oranının az olması,eğitimsizlik, kendini ifade etmede sıkıntı yaşamak, kelime haznesinin darlığı, EMPATİ yoksunluğu gibi hususlar,Türk insanının sinirli olmasındaki faktörlerden biri. Bir tartışmada eğer kendinizi yeterince ifade edemiyor, karşıdakini yeterince dinlemiyorsanız bir süre sonra yumrukların konuşması kaçınılmaz oluyor. Türk insanı kendini kelimelerle ifade etmeyi öğrenmediği müddetçe, gerginliğinin de geçmesi mümkün olmayacaktır.


GELİR DAĞILIMINDAKİ DENGESİZLİK


Gelir dağılımındaki adaletsizlik, Türk insanını gergin yapan, sinirlendiren konuların başında geliyor. İş yerindeki adaletsizlikler, adam kayırma, rüşvet, özlük haklarının verilmemesi gibi konuları sürekli kafasına takan, bu haklarının savunulmadığını gören Türk insanı, doğal olarak geriliyor. Kafasında sürekli bu yıl ne ZAM alacağım, faturaları nasıl ödeyeceğim, aynı işi yapıyoruz İsmet niye benim iki katım maaş alıyor, Ali resmen torpille girdi işe gibi, aklında 40 tane soru olan Türk insanı, enerjisinin büyük bir kısmını bu kısır döngü içerisinde tüketiyor. Adaletli bir gelir dağılımını yakalayamadıkça, bu sinirin geçmesi de zor görünüyor.


DİNLEMEMEK


Ne bir insanı DİNLEMEYE tahammülümüz var, ne de anlamaya. Birisi konuşurken hemen lafını kesiyoruz. Anlatmak istediğini ağzına tıkayıp, onu saygısızca susturuyoruz. Konuşamayan ve derdini anlatamayan Türk insanı, doğal olarak geriliyor ve tepki göstermeye başlıyor. Bir konuyu karşı tarafa izah edemediğiniz zaman, kendinizi nasıl hissediyorsunuz bir düşünün ...


KIYASLANMA


Aile içinde, iş yerinde, çevrenizde, başka insanların hayatları ve kişilikleri ile ilgili, sürekli bir KIYASLANMA ve YARIŞ içinde buluyorsunuz kendinizi. ''Fatma'nın oğlu şu okulu bitirdi, sen hala bitiremedin''. '' Necdet şu arabayı aldı, biz bu külüstürle dolaşmaya devam ediyoruz'' gibi, bitmek bilmeyen kıyaslamalar insanları çileden çıkartıyor.


ŞEHİR İÇİ ARAÇLAR


İşe gidiş gelişlerde, hafta sonu tatillerinde vaktinin yarısından çoğunu yolda geçiren ve bu yolculuklarda, "HUZUR" bulamayan Türk insanı çıldırmasın da kim çıldırsın ? Trafiğin kitlendiği ve kazaların peş peşe gerçekleştiği, büyük şehirlerdeki gerginliğin önemli sebeplerinden birisi, çoğunlukla vatandaşın kullanmak zorunda olduğu toplu taşım araçlarından kaynaklanıyor. Kural tanımayan kabadayı şoförler. Magandalık yapan sürücüler. Sinirli ve saygısız yolcular...


GELECEK KAYGISI


Hiç bir şeyin garantisi olmayan ülkemizde, her gün uyandığınızda farklı bir OLAY veya kararla karşılaşıyorsunuz. Mesela sebepsiz yere işinize son veriliyor ve kendinizi kapının önünde buluyorsunuz. Arabanıza birisi çarpıyor ve kaçıyor. Yolda yürürken kafanıza tabela düşebiliyor veya belediye çukuruna uçabiliyorsunuz. Bütün bunlar başınıza gelirken, hakkınızı aramak adına müracad edeceğiniz bütün merciler felç olmuş durumda.O yüzden hiç bir şey yapamıyorsunuz.Yani gelecek şöyle dursun, yarının ne olacağı meçhul bir ülke de yaşamak, Türk insanını KAYGI ve MUTSUZLUĞA sürüklüyor .


DÜŞÜK MAAŞLAR


İstediği gibi yaşayamama, yoksulluk sınırı ile açlık sınırı arasında gidip gelen hayatlar Türk insanını gerdikçe geriyor. Bazı kurumlarda ki dudak uçuklatan maaşların yanında, ay sonunu görme, iki yakasını bir araya getirme, kredi kartının sürekli asgari tutarını ödeyebilme, taksitlere boğulma gibi sorunlarla mücadele eden bir insandan pozitif olmasını beklemek hata olur. İşe göre düşük ücret, taşeronluk, işsizlik, gibi birçok maddi sebep, Türk insanını haliyle sinirli bir yapıya sokuyor.


CİNSEL HAYAT


Dünya sağlık örgütünün yaptığı bir araştırma, ülkemizin bu konuda da sınıfta kaldığını gösteriyor. Cinselliğe bu kadar çok kafa yorup da, bu kadar az cinsel hayatı olan başka bir ülke, henüz tespit edilememiş. Her fırsatta "Seksi düşünüp,Seks konuşan'' Türk insanı, haliyle düşüncelerini eyleme dökemediği için, patlamaya hazır bir bomba misali etrafa saldırmaya başlıyor.


ATAERKİL SİSTEM


ERKEK ve KADIN arasındaki keskin ayrım, erkekliğin bu kadar öne çıkarılması, kadının ikinci plana itilmesi, haliyle olayları ŞİDDET boyutuna taşıyor. Kadın eli değmiş bir toplumun bu kadar sinirli olması, mümkün değildir. Ama Türkiye'de kadınlar elinin hamuruyla erkek işine karıştırılmadığı için, kan gövdeyi götürmektedir.Mini etek giyen bir kadına, başka bir kadının saldırdığını gördünüz mü hiç ? Yada trafikte yol vermedi diye silahını çekip başka birisini öldüren kadınları...İşte bu yüzündendir ki, insanlar patır patır ölmektedir.


SİYASET VE POLİTİKA


İzlenen siyaset, üretilen yanlış politikalar,Türk insanının yay gibi gerilmesine sebep oluyor. Üstüne üstlük, herkes her şeyi doğru bildiğini iddia ederek,yanlış bilenler ile doğru bilenler arasında kavga hiç eksik olmuyor. Bir de buna bilinçli politik kutuplaştırma eklenince, herkes birbirini boğazlayacak noktaya geliyor. Politikanın bu kadar DİN üzerinde, MEZHEP üzerinde, SOY sop üzerinde yürütülmesi, mozaik olduğu iddia edilen ülkemizde, SİNİR katsayısının artmasına sebep oluyor.


RUHSAL BOZUKLUKLAR


Psikolojik rahatsızlıkların tamamının "DELİLİK" olarak görüldüğü, psikiyatra gitmekle, deli olmanın eş tutulduğu Türkiye'de, sinirli olduğu için birinin doktora görünmesi büyük cesaret işi. Hal böyle olunca ufak müdahalelerle çözülebilecek sorunlar çığ gibi büyüyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Sinirlilik bir rahatsızlık olarak görülmüyor. Oysa ki sebepten sonuca varıncaya kadar, 'SİNİRLİLİK'' başlı başına ele alınması gereken, PSİKOLOJİK bir rahatsızlıktır.


ACELECİ VE SABIRSIZ OLMAK


Marketin veya bir mağazanın kasa kuyruğunda beklerken, vapur iskeleye yanaşırken, otobüse inip binerken, daha bir çok yerde insanların ne kadar SABIRSIZ davrandıklarını görürsünüz. Türk insanı yavaş yaşamasını bilmiyor, her zaman bir acelesi var, bu acelenin önüne bir engel çıktığında da haliyle sinirleniyor. Onun için önümüzde yavaş yürüyen amcalara, merdivende duran insanlara, trafik sıkışıklığına deli oluyoruz, sinirleniyoruz. Sabırlı olmayı bilmek bir ERDEMDİR, ne yazık ki bizler ona henüz erişemedik.


SEVGİ VE ÖZ GÜVEN EKSİKLİĞİ


Çocukluğundan itibaren, baskılarla ve kalıplarla büyüyen Türk insanı, ne özgürlüğünü doyasıya yaşayabiliyor, ne de SEVGİNİN kutsallığını anlayabiliyor. ''El alem ne der ? '' ''Konu komşu ne söyler ?'' diyerek yıllar geçiyor ve ortaya SEVGİ açlığı çeken, ÖZ GÜVENİ EKSİK sinirli bireyler çıkıyor.


BULAŞICI GERGİNLİK


Nasıl ki mutluluk hali bulaşıcı ise, Türkiye'de ki SİNİRLİLİK hali de, bir VİRÜS gibi diğer insanlara hızlı bir şekilde yayılıyor. Buna bağlı olarak mutsuz ve gergin olan Türk insanı, bu döngü içinde ülkeyle birlikte batağa saplanıyor...


Bu kötü tablodan kurtulabilir miyiz,tabi ki kurtuluruz. İşe önce kendinizi EĞİTMEKLE başlayabilirsiniz. KİTAP okuyarak, UFKUNUZU açarak, FARKINDALIĞINIZI artırarak, EMPATİ olgunuzu yükselterek ve zamanla DEĞİŞİP, olumlu yönde DÖNÜŞEREK bu engelleri aşabiliriz...




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız için teşekkür ederim