NEDEN ''8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ'' ?
Öncelikle, DÜNYA KADINLAR GÜNÜ etkinliğine katılmak üzere Bursa'dan yola çıkan, fakat geçirdikleri trafik kazası sonucu hayatlarını kaybeden, Türk Metal Sendikası üyelerinden,7 kadın emekçiyi, acıyla uğurluyoruz ...
*
Bu günün anlamını ifade etmek gerekirse, 8 Mart 1857'de, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) New York kentinde, dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi daha iyi koşullarda çalışmak istedikleri için, GREVE başlarlar. Ancak polis işçilere saldırır. Bunun ardından fabrikaya kitlenen işçiler, fabrikada çıkan yangından kurtulmaya çalışır,fakat fabrika önünde kurulan barikatlar kaçmalarına engel olur. Tam 123 KADIN İŞÇİ, kaçma mücadelesi verirken, feci şekilde yanarak hayatlarını kaybederler. Bu olayda ölen kadınların cenazesine, yüz binlerce insan akın eder.
*
Aradan yıllar geçer ve II. Enternayonal kongreleri kapsamında 1910 yılında Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda, Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin liderlerinden Clara Zetkin, tekstil fabrikasında yaşamını yitiren kadın işçilerin anısına, 8 Mart'ın ''DÜNYA KADINLAR GÜNÜ'' olarak anılması önerisinde bulunur ve bu öneri konferansta, oy birliği ile kabul edilir.
*
Ülkemiz de, kadınlar adına mücadele veren MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, Meşrutiyet döneminin bütün düşünce akımlarını ilgiyle izlemiş ve Ülkesinin sorunlarını yakından takip ederek,bunlar üzerinde çalışmalar yapmıştır. Türk kadınını “ikinci sınıf” insan durumundan kurtarmanın zorunlu olduğuna karar vererek, 3 Şubat 1923'te İzmir'de yapmış olduğu bir konuşmada,kadınlar için şunları söylemiştir.
*
"Kadınlarımız bundan sonra, haremlere kapatılmayacak, gizlenmeyecek, yüzlerini örtmeyeceklerdir. Çünkü bu tüm ülkenin daha çok acılar çekmesine neden olacaktır. Türk kadınları ulusal bağımsızlığımız için, savaş boyunca cesaretle dövüşmüşlerdir. Bugün onlar özgür olmalı, eğitim olanaklarından yararlanmalı, erkeklerimizle eşit bir düzeye çıkarılmalıdırlar. Kadınlarımızın yeri ayaklarımızın dibi değil, başımızın üstüdür''
*
Ve 29 Ekim 1923 de, Cumhuriyet'in ilan edilmesiyle beraber, KADINLAR için hazırlanmış olan, yasal ve yapısal reformlar hız kazanarak, süratli bir şekilde hayata geçirilmiştir. Çıkartılan bu kanunlarla birlikte, dünyada bir ilke imza atmanın yanı sıra, yasalar tüm ülkelere de örnek teşkil etmiştir.
*
Haklarımıza kavuşmamazı sağlayan, ulu önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'e, sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz ...
*
Şu an ülkemizin gelmiş olduğu nokta ise, oldukça VAHİMDİR ! Her gün işlenen KADIN CİNAYETLERİ, kadın haklarına vurulan sekteler ,ÇOCUK GELİNLERİN artması, yapılan CİNSEL İSTİSMAR suçları, kız çocuklarını eğitimden uzaklaştırmak, TECAVÜZ suçunu neredeyse normalleştirerek basite indirgemek, meclisteki kadın vekillerin dahi, darp edilerek ŞİDDET görmesi, gece sokağa yalnız çıkan kadınların, saldırıya mağruz kalmaları gibi, daha bir çok GÜVENSİZLİK ve MUTSUZLUK yaratacak olaylar meydana gelmektedir. Hal böyle iken, ülkemizde ki KADINLAR nasıl HUZUR içinde olabilirler, sizlere sormak istiyorum ?
*
Bu günün, bir FARKINDALIK günü olduğunu hatırlatarak ,tüm DÜNYA KADINLARINI sevgiyle kucaklıyorum ...
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)
Özgür, çağdaş, medeni, aydın, donanımlı, iş hayatında aktif kadınların güvenle yaşayacağı bir toplum yaratmak yine kadınların elinde,bu gücümüzü kullanarak daha iyi hayat şartlarında yaşamak dileğiyle....
YanıtlaSilÖncelikle yorumunuz için, çok teşekkür ediyorum.Kesinlikle söylediklerinize yürekten katılıyorum.Kadınlarımızın eğitilerek,bu çarpık gidişata, bir an önce DUR demeleri gerekiyor. Çünkü erkekleri yetiştiren ve doğuran bizleriz ...
YanıtlaSil