31 Aralık 2016 Cumartesi



Herkesin ''YENİ YILINI'' yürekten kutluyor, başınızdan ''AKLINIZIN'' ,bedeninizden ''SAĞLIĞINIZIN'',cebinizden ''PARANIZIN'', yüreğinizden ''SEVGİ ve AŞKINIZIN'', hayatınızdan ''DOSTLARINIZIN'', hiç bir zaman eksik olmamasını temenni ediyorum ...:)))
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****

5 Aralık 2016 Pazartesi

''KADIN'' HAKLARI ...





Biz KADINLAR için, bugünün ayrı bir anlam ve de önemi bulunmaktadır. Çünkü bundan tam 82 sene önce, yani 5 aralık 1934 de, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK tarafından, biz ''KADINLARA SEÇME ve SEÇİLME HAKKI'' tanınmıştır.
*
Türkiye CUMHURİYETİ'nde kadınların siyasi haklarını kazanması için gerekli yasaların çıkarılmasını ifade etmektedir.Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen, ATATÜRK Devrimleri’nden birisidir...
*
1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’de Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile tanınmıştır.
*
Biz KADINLARI baş tacı ederek, her zaman gerekli önemi ve hassasiyeti göstermiş olan, ulu önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'e, sonsuz minnet ve de şükranlarımı sunuyorum...
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

25 Kasım 2016 Cuma

KADIN ŞİDDETİNE SON ...!






Bugün, KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI, ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ ...
*
Ve ''TANRI'' dedi ki ......
*
Ben KADINI sana can yoldaşı olsun, nesiller onunla çoğalsın, her şeyin bereketi artsın, tüm KAİNAT onunla dengelensin ve anlam kazansın diye yarattım ...
.
Senin KALBİNE en yakın olan ve en hassas SOL kaburga kemiğinin ucundan yarattım. Çünkü o kadar kırılgan ve o kadar ince ki, onu özenle koru, SEV ve hiç bir zaman KIRMA diye yarattım ......
.
O senin memnun olacağın şekilde hareket edemez, eğilip bükülemez. Eğer onunla bir BÜTÜN olmak istiyorsan, bu haliyle bir bütün olacaksın. Kendi arzuna göre düzeltmeye kalkarsan eğer, onu KIRARSIN ! Onun kırılması demek, senin eksik kalıp ACI çekmen ve onunda kopup gitmesi demektir ...
.
Bir CUMHURİYET kadını olarak, öncelikle bizi özenle yaratan TANRI' ya, bu değere sahip çıkarak, haklarımızı bize kazandıran ulu önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK' e sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
.
''KADIN ŞİDDETİNİN'' artık son bulmasını temenni ederek, MÜCADELEYE devam diyoruz ...
.
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

24 Kasım 2016 Perşembe

Öncelikle, baş öğretmenimiz ''MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'' olmak üzere, bizlere bin bir emek harcayarak bu günlere getiren,tüm değerli öğretmenlerimizin bu özel gününü yürekten kutlar, sadece bir gün değil,hayatımın her noktasında ve her zaman,onların izlerini taşımaktan ONUR duyarım ...




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****

3 Kasım 2016 Perşembe

           

                                                                                                                                                                       
Senin için yasak dediler…
Yasaklar çiğnenmek içindir dedim.
*
Senin için imkansız dediler…
Önemli olan imkansızı başarmak dedim…....
*
Senin için olmaz dediler…
Dünya da olmayacak şey yok dedim.
*
Senin için zor dediler…
Kolay olsaydı değeri olmazdı dedim.
*
Onda bulduğun nedir ki dediler…
Herkeste arayıp bulamadığım dedim.
*
Senin için o ne dediler…
Hayattaki gülen yüzüm dedim.
*
Ona öyle nasıl bağlandın dediler…
Ben değil o ”bağladı” dedim.
*
Oda senin gibi sevdimi dediler…
İşte cevap veremediğim tek şey buydu.
*
Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç dediler…
”Vazgeçecek olsaydım sevmezdim” dedim….
*
CAN YÜCEL
*****

30 Ekim 2016 Pazar

HAYAL ET ...!







Hepimizin bir HAYALİ vardır ! Hayalsiz yaşayan insanlar var mıdır bilemiyorum ? Kimisi ev ister, kimisi araba, kimisi zengin olmak ister, kimisi de hayalinde kurduğu işi yapmak ...


Bakıyorsunuz ki etrafınızdaki bazı kişiler, hayallerini gerçekleştirmiş, mesela ev almış, yazlık almış, iş kurmuş fakat siz hala mutsuz ve hayallerinizin peşinde koşmaya devam ediyorsunuz. Peki, bu kişilerin yapıp ta sizin yapamadığınız şey nedir? ...


Hayaller aslında insanın, VAR OLMA gücüdür. İnsan mutlu olacağı bir hayali kurgular. Çoğu insan için bu düşün gerçekleşmesi kolay, kimi insan içinse aynı düş ulaşılamayacak kadar güçtür. Bu, insanın tamamen kendisi ile ilgilidir. 



Bir insan kurduğu hayali gerçekleştirmek istiyor ise, bu yola baş koyarak MÜCADELE etmelidir. Bu uğurda hayaline hemen ulaşamasa bile, en azından bir ADIM daha yaklaşmış olur. Önemli olan kararlı olmak ve ne istediğini bilmektir. Zaten ne istediğini bilen bir insan, hayalini de ele geçirmiş olur. 



Yakınan ve sızlanan insanların çoğuna baktığımız zaman, bırakın adım atmayı, hayallerini söylemeye bile çekinirler. Aslında içinde bulunduğu kafesi kırarak, dışına çıkmak isterler. Fakat bunu göze alacak cesaret ve risk alma özellikleri yoktur. Bu nedenle sürekli söylenip, kadere bahane, geçmişine kusur, düzene isyan ederler. Bunun nedeni ise, içinde bulunduğu güvenli ortamdan ayrılma, başarısız olma, yerini kaybetme ve yalnız kalma korkusudur.



Hayallerimizi gerçekleştirmenin yolu, önce ona inanmak, hedef koymak ve bu yolda uğraş vermektir. Değişmez kural, kesinlikle “KARARLI” olmaktır. Başarısız olma korkusu hayallerimize kavuşmadaki en büyük engeldir. Dışarıda neler olduğunu anlamamız için, başımızı kumdan çıkartıp, etrafımıza dikkatlice bakmamız gerekmektedir. 



Çocukluğumda kurduğum bir hayali, yıllar sonra nasıl gerçekleştirdiğimi sizlerle paylaşmak istiyorum :)))



''Henüz sekiz yaşında, ilkokul 2. sınıf öğrencisiydim. Her gün sınıfa girdiğimde, öğretmenimizin masasında duran, DÜNYA küresine saatlerce takılıp kalırdım. Ta ki öğretmenim beni, Heyy sarı kız, artık sınıfa dön, sınıfa dön diye ikaz edene dek. Bu arada ben tüm dünyayı, hayalimde dolaşır ve öyle geri gelirdim. Bu isteğim o dönemlerde ne kadar zor ve olanaksız gibi görünse de, ben bunun düşünü yıllar boyu kurmaktan asla vazgeçmedim. Derken seneler sonra karşıma, hayalimi gerçekleştirebileceğim bir fırsat çıktı. Vee ilk yolculuğumu, dünyanın en güzel seyir adası olarak da bilinen, SANTORİNİ adasına, yani YUNANİSTAN'a yaptım. Daha sonra peşini diğer ülkeler takip etti ve şu ana kadar, bir çok ülkeyi yakından görme şansını elde etmiş oldum'' 



HAYAL kurmaktan ve ona sıkıca sarılmaktan asla vazgeçmeyin ! Çünkü her an HAYALİNİZ gerçekleşebilir ...:))) 





SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

10 Ekim 2016 Pazartesi

DEĞİŞKEN ''RUH'' HALLERİMİZ ...




Öncelikle, artık kanayan bir yaraya dönüşen ve bizleri yasa boğan ŞEHİTLERİMİZİ saygıyla anıyor, hepsine Allahtan rahmet diliyorum. Bu duruma çanak tutanları ise sonsuza dek LANETLİYORUM ...!
*
Her gün bizi şaşırtan, garip ve dehşet verici olaylarla karşılaşıyoruz. Televizyonu açtığımız zaman, sürekli CİNNET haberleri, adam kadını bıçakladı, sokaktaki hayvanlara zarar verdiler, kadın çıldırdı intihar etti, öğretmeni dövdüler, doktoru öldürdüler gibi moralimizi sıfıra indiren hep üzücü haberler...
*
Bazen, bu millete çıldırmaları için bir şey mi veriyorlar ? sorusu, aklımıza gelmiyor değil, ama yine de insan merak ediyor işte ! Gerçi bir şey vermelerine de gerek yok, çünkü yaşadığımız olaylar, zaten ÇILDIRMAK için yeterli ...!
*
Okulda görev yapan PSİKOLOG bir arkadaşımla sohbet ederken, bizim bu DELİ hallerimiz nedendir acep ? diye kendisine sordum. Bana anlattıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum .Belki bir yaraya merhem oluruz ...
*
İnsanların farklı ve değişken RUH halleri vardır. Kızgın, utangaç, üzgün, sinirli, meraklı, dalgın, endişeli, huzursuz, kırgın, sakin, enerjik, iyimser ve kıskançlık gibi. Yani bin bir çeşit farklı ve değişken RUH halleri ...
*
Bunlar son derece normal ve insanlara özgü hallerdir. Hangi noktada TEHLİKELİ olmaya başlarlar ? Kişilik bozukluğu dediğimiz şu davranışlar varsa eğer .Bunlardan, toplumumuzda en sık karşılaştığımız, BORDERLİNE kişilik bozukluğunu anlatmak istiyorum.
*
Gerçek ya da hayali bir terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çaba harcamak.
*
 Karşısındakileri aşırı büyütüp, göklere çıkarma ve aşırı değersizleştirip, gözden düşürerek, yerin dibine sokma gibi başkalarına aşırı değer, değersizlik verme ile giden tutarsız ilişkiler.
*
 Kimlik karmaşası denilen kendini algılayışında, önem verilen kültürel- ahlaki değer anlayışında değişkenlikler.
*
Kendine zarar verme olasılığı fazla olan, iki ya da daha çok durumda sonunu düşünmeden, aniden yapılan eylemler (aniden çok para harcama, madde kullanımı, hızlı ve tehlikeli araç kullanma, birden aşırı yemek yeme, önceden düşünülmeyen uygunsuz cinsel davranışlar)
*
Yineleyen bir şekilde intihar girişimleri, intihar tehditleri, kendi kendine zarar verme (bıçak, jilet vs. ile kendi cildini kesme, sigara ile kafayı yakma ).
*
Duygu durumunda aşırı tepkililiğe bağlı olarak sürekli duygusal değişkenlik hali (saatler içinde değişen sürelerde birbirini izleyen öfkelilik, üzüntü, kaygı, sevinç dönemleri)
*
 Kişinin kendisini sürekli olarak boşlukta hissetmesi.
*
Öfkeye hakim olamama (sık sık kavgalara karışma, yüksek sesle hakaret, çığlık atma).
*
''Bu kişilerin kendilerine güven duyguları çok kırılgan olduğu için insanlar tarafından kabul edilmeye ya da reddedilmeye karşı aşırı derecede hassastırlar. Ayrılık ya da istenenin olmaması durumlarında, yoğun öfke ve diğer belirtiler yaşanır. Bu kişilere karşı öfkelerini net bir şekilde sergiler, sonrasında bundan dolayı suçluluk, pişmanlık, utanç duyguları yaşar ve kendilerini değersiz, zayıf, kötü hissetmeleri pekişir. BORDERLİNE Kişilik Bozukluğu olanlar, aşırı terk edilme korkusu yaşarlar. Terk edilme duygusunun yarattığı panikle devamlı mücadele ederler. Bunu engellemek için tehdit etme, intihar girişiminde bulunma gibi yollara başvurabilirler. Dürtüsel cinsel ilişkiler, sık partner değişimi sıklıkla görülebilir. Öfkelerini kontrol etmede zorluk yaşarlar...''
*
Haydi Türkiye, RUH ve AKIL sağlığımızı korumak ümidiyle, herkese SAĞLIKLI günler diliyorum ...
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

7 Ekim 2016 Cuma

HAYDİ GÜLÜMSE ...:)))





Bugün ''DÜNYA GÜLÜMSEME GÜNÜ''
*
Her şey bir tebessümle başlar. Gülümsemek ve mutlu olmak için bahane aramaya gerek yok. Ömrümüzü gülümseyerek dopdolu geçirmek için ne tür sebeplerimiz olabilir sizce ? İnanın ki çok sebebimiz var ......
*
Her şeyden önemlisi, SAĞLIĞINIZ yerinde mi ? İşte MUTLU olmak ve gülmek için, çok önemli bir sebep !
*
Etrafınız da sizi SEVEN ve İYİ Kİ VARSIN diyen, en az bir kişi var mı ? İşte önemli ikinci sebep !
*
Hayatınızla ilgili kendi kararlarınızı, hiç bir baskı altında kalmadan kendiniz verebiliyor musunuz ? İşte size üçüncü sebep !
*
İstediğiniz zaman bir şarkı mırıldanıp, el çırpabiliyor musunuz ? İşte size bir sebep daha !
*
Bu listeyi istediğimiz kadar uzatabiliriz...
*
Hiç bir şeyi ve hiç kimseyi BEKLEME ! Önce sen SEV , önce sen MERHABA de, önce sen ADIM AT , önce sen ÖZLEDİĞİNİ söyle , önce sen TEBESSÜM et . Ne kaybedersin ?
*
Kaybedeceğin hiç bir şey yok ! Aksine kazanacağın çok şey var ! Sen bunları yaparken ne kadar MUTLU olduğunu görüp güleceksin. Sonuç ne olursa olsun, öyle de yaptığına güleceksin, böyle de GÜLECEKSİN ...
*
Unutma ! MUTLULUK ve TEBESSÜM bulaşıcıdır ...
*
Mesela bugün dışarı çıktığın zaman, ufak bir deneme yap. Karşıdan gelen insanlara hafif bir TEBESSÜM et. Bak bakalım insanlar sana nasıl GÜLEREK karşılık veriyor ? Daha sonra her dışarı çıktığında bu söylediğim aklına gelsin ve bir daha gülümse ...:)))
*
Haydi TÜRKİYE , her şeye rağmen GÜLÜMSE ... O güzel dişlerini göstermekten korkma ! Herkesin ''DÜNYA GÜLÜMSEME GÜNÜNÜ'' yürekten kutluyor, her gününüzün gülücüklerle dolu olmasını temenni ediyorum ...
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

13 Ağustos 2016 Cumartesi

İNSAN ...!






NET olmalı bir insan, SU gibi berrak ve duru. Bakınca dibini görmelisin. Bulanık sularda yüzmek zorunda kalmamalısın, acaba ayağıma ne dolanır korkusuyla ...
*
SAĞLAM olmalı, tıpkı demir kapılar gibi. Ya AÇIK ya da KAPALI. Yarı açık kalmamalı o kapı, çünkü tam da geçmek isterken arada sıkışıp kalabilirsin. Yani ne içerdesindir ne de dışarıda ......
*
DANSÖZ olmamalı, bu gün böyle kıvır, yarın başka türlü. Eğer meslek dansözlükse o vakit durum farklı. Herkes saygı duyar sanata ve sanatçıya ...
*
SİNSİ olmamalı, içten içe akan, kara bir zehir gibi ! Yani melek görünen sureti, ŞEYTANLA işbirliği yapmamalı ...
*
TUTARLI olmalı, dolu bir bardaktan sızan su olmamalı ! Gerektiği zaman çatlağı seninle birlikte onarmalı ...
*
SEVGİ dolu bakmalı, aynaya bakar gibi bakmalısın gözlerinin içine ve kendini görmelisin orada ...
*
HUZUR vermeli, çimenlere uzanıp gökyüzünü seyreden çocuklar gibi ...
*
KUSUR aramamalı sürekli ! Gülün kokusuna ve güzelliğine değil de, dikenine takılıyorsa eğer, vay haline ! Sevmek istese bile, dikenler batacak ellerine ...
*
PES etmeyecek, kolay kolay vazgeçmeyecek her şeyden. Duvarın arkasında ki ışığı görmek için, bıkmadan sallayacak çekicini ...
*
Ve bileceksin ki SONSUZLUK, ancak onunla beraberken mümkün olur. Gelişi bir efsane, gidişi ise bitmeyen roman ...
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

28 Haziran 2016 Salı

NOMOPHOBİA ...!






Şimdi bu da nereden çıktı diyeceksiniz ? Sizi daha fazla merakta bırakmadan, bu kelimenin ne anlama geldiğini, hemen izah etmek istiyorum ...
*
Bu bir ''KORKU'' türü ! Evet yanlış duymadınız. Hem de öyle bir korku ki, çağımızın PSİKOLOJİK hastalığı olarak kabul edilen ve bir çok insanda tespit edilmiş türden bir KORKU . Yani ''Cep telefonsuz kalma korkusu'' ......
*
Haydi hepimizin gözü aydın. Bunca korkumuz yetmezmiş gibi, şimdi bunlara bir yenisi daha eklendi, NOMOPHOBİA ...
*
Sabah uyanır uyanmaz, televizyon izlerken, yemek yerken, gece yatarken, yolda yürürken, arkadaşınızla buluşmaya giderken, araba kullanırken (Çok tehlikeli), dost meclisinde bulunurken ... Bütün bu günlük aktivitelerimizin tam ortasında ne bulunuyor sizce? Tabii ki ondan bir saniye bile uzak kalamadığımız, CEP TELEFONLARIMIZ ...!
*
Dönüp aynı fotoğraflara yüz kere bakıyoruz, 50 kere hava durumunu kontrol ediyoruz, ajandamıza bakıyoruz, hiç olmadı geçmiş mesajları okuyoruz ama yine de o TELEFONU elimizden bırakmıyoruz.
*
Peki neden biz bu hale geldik ?
*
Acaba çağa ayak uyduruyoruz, teknolojiyle yaşamayı öğreniyoruz derken, hayat kalitemizi iyiye mi götürdük, yoksa korkunç derecede ZARARLI bir sihrin büyüsüne kapılarak, kendimizi farklı rahatsızlıkların ve de korkuların pençesine mi düşürdük ? O ruhsuz makineden biraz uzak kalınca, bu kadar  KORKU ve PANİK niye ?
*
BAĞIMLI durumdan kurtulmak istiyorsak eğer, öncelikle bu fikri kafamıza yerleştirmeliyiz. Sonuçta hiç kimse annesinin karnından telefonla doğmuyor ! Sevdiklerimize ayırdığımız ÖZEL anlarımızı ise, sadece onlara adapte olarak geçirmeliyiz, sürekli CEP TELEFONUMUZA bakarak değil ... !
*
Herkese şimdiden GEÇMİŞ OLSUN diyorum ...
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

13 Haziran 2016 Pazartesi

DİZİLERDE  YAŞANAN  ''AŞKLAR'' ...!






Son zamanlar da kanalların neredeyse tümünde yayınlanan dizi filmlerin konusu, sanırım bir çoğumuzun dikkatini çekmiştir ...
*
Konu ''AŞK'' ! Buraya kadar hiç kimsenin bir itirazı olamaz tabiki . Fakat esas kafamızı karıştıran konu, bu dizilerin mısır patlağı gibi süratle çoğalmaları, ACISIZ, YALANSIZ ve de PARASIZ aşk olmaz imajını, beyinlere kazımaları oluyor ......
*
Vatandaş, Ülkemizde olan biten her şeyden bunalmış, zaten İSYAN eder durumda, bari AŞK dizilerini seyrederken rahatlayıp HUZUR bulsun birazcık ...
*
Yok olmaz öyle şey, HUZUR da neymiş yahu ? Ülkemiz kan ağlayıp çırpınırken, yaşanan AŞKLAR da sanki yürek kanatan cinsten olmak zorunda !
*
İllaki adam kadını aldatmalı veya tam tersi olmalı. İlişki YALANLAR ve SIRLAR üzerine kurulmalı. Sürekli ortalığı karıştıran birileri olmalı . Kötü ADAM, kötü KADIN figürleri mutlaka bulunmalı . KADIN dayak yemeli, ADAM silah kullanmalı . Acı çekip göz yaşı döken mağdur bir ÇOCUK olmazsa olmaz zaten . Hep ZENGİN ve PIRILTILI hayatlar da DÖNEN DOLAPLAR çevrilmeli . Evler havuzlu lüks villalardan oluşmalı. Kapının önünde bir şoför ve daire fiatına alınmış, cillop gibi arabalar durmalı ...
*
Yahu biz neyin kafasını yaşıyoruz kardeşim ?
*
Bari AŞK denen şu saf ve temiz duyguyu kirletmeyin ! İnsanları doğru yönlendirip, sağlıklı MESAJLAR vererek ,düzgün ilişkiler kurmalarını sağlayın. Evet yaşanan aşklarda ve hayatın içinde, tabiki her türlü iniş çıkışlar, iyi kötü insanlar, acı tatlı farklı bir sürü olaylar yaşanıyor. Ama her şey bu kadar da DRAMA bağlanmaz yahuu ...
*
Ayrıca, TÜRKİYE' de dizilerde ki gibi LÜKS yaşayan, % 5 lik bir topluluğun hayat biçimini, sen ne halt etmeye vatandaşın gözüne sokarak, sanki geneli böyle yaşıyormuş gibi gösteriyorsun ki ? Zaten kıyamet esas bu nokta da kopuyor .
*
Şöyle ki ; Vatandaş AŞK dizilerini izliyor, orada ki ihtişamı, zenginliği, yedikleri önünde yemedikleri arkalarında, kadınlar güzel, erkekler yakışıklı, hiç birinin iş sorunu yok, para derdi yok, hepsinin tek dertlerinin AŞK ve İLİŞKİLERİ olduğunu görüyor ...
*
Ama kazın ayağı hiç de öyle değil ! Birde dönüp kendisine bakıyor, dizide ki hayatla kendi yaşadığı hayat arasında dağlar kadar fark var. Bir ''YALAN AŞK'' veya bir ''KARA SEVDA'' bile yaşamamış olan yurdum insanı, BUNALIMA girmesin de kim girsin arkadaş ?
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)


10 Haziran 2016 Cuma

NE KADAR YÜREKLİSİNİZ ?





İçiniz daraldığında, sığınabileceğiniz bir gölgeniz mi olsun istiyorsunuz ? O zaman önce EMEK verip, TOHUM ekmelisiniz ! Sonra FEDAKARLIK ederek su taşımalısınız ona ! Ve sizde bu çabayı gösterecek, bir de YÜREK olmalı ...!
*
Eğer bende bu YÜREK var diyorsanız, o zaman sizde hala bir UMUT da var demektir ......
*
Yaşamda ki hiç bir şey, kimseye tepside sunulmuyor. Siz bir ADIM atmazsanız eğer, size bir şey gelmiyor. Diyelim ki bir adım attınız, fakat gerisini getirmediniz. O vakit atmış olduğunuz o adımın hiç bir önemi kalmadığı gibi, sizde YÜREKSİZ davranmış oluyorsunuz...
*
Hayatta istediğiniz şeyden vazgeçmediğiniz sürece, ancak o zaman bir SONUCA ulaşabilirsiniz. Aksi takdirde istediğiniz her ne ise, ellerinizin arasından kayıp gitmeye mahkumdur.
*
LAFLA değil, ÖZDE istemeli insan ! SÖZLE  değil, YÜREKTE bitmeli bir FİDAN ...!

*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

29 Mayıs 2016 Pazar

BENİMLE ''TÜRKÇE'' KONUŞ ...!





TÜRKİYE Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz. Dilimiz TÜRKÇE .TÜRK gelenek ve göreneklerine uygun bir biçimde hayatımızı sürdürmeye çalışırken, MODERN olma zırvalığı adı altında, TÜRKÇEMİZİ ve geleneklerimizi yok etmeye çalışıyoruz ...
*
Milletçe nasıl bir YABANCI hayranlığımız varsa, ne DİLİMİZE ne de ÜLKEMİZE sahip çıkmayı beceremiyoruz ...!...
*
Dünyada eleştirip beğenmediğimiz, fakat garip bir şekilde benzemeye çalıştığımız bir çok Avrupa ülkesi, kendi dillerine sahip çıkarak, başka ülkelerin dillerini konuşmamak ve kullanmamak üzere adeta yemin etmiş durumdalar. Bu ülkelerden bir kaçını sayacak olursak eğer, başı FRANSA,ALMANYA ve RUSYA çekmektedir .Amerika'yı söylemeye gerek dahi duymuyorum, çünkü kendi dili olan İNGİLİZCEYİ, uluslar arası DİL olarak kabul ettiren, tek ülke durumundadır ...
*
İnatla kullanmaya devam edip, her cümlenin arasına sıkıştırdığımız YABANCI kelimelerin karşılığı, Türkçemizde zaten mevcuttur. O halde bu ısrar niye ?
*
Geçenlerde bir arkadaşımın iş yerine ziyarete gittim. O gün, iş baş vurusu için gelen genç bir hanımla, sorduğu bir soru üzerine, tesadüfen sohbet etmeye başladık.
*
Genç kadın şöyle bir cümle kurdu; ''Burada START almak (Başlamak) için, önce CENTER (Merkez) ile KOMÜNİKASYONA (İletişim) geçtim, daha önce CV mi (Öz geçmiş) vermiştim ama, her şey çok SPONTANE (Kendiliğinden) gelişti ve ancak şimdi LİNK (Bağlantı) kurabildim'' dedi ...
*
Ben, kadının söylediklerine şaşkın bir ifadeyle bakarak ; ''Sizi işe alacak olan şirkete, şimdiden sabırlar diliyorum'' dedim ve oradan hızla uzaklaştım ...
*
Bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi ? Bu işin özeti, ''TÜRK KAŞIĞI İLE GAVUR PİSLİĞİ YEMEK'' olmuyor mu ?
*
Haydi TÜRKİYE, herkese mutlu ve huzurlu günler diliyorum ...
*
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(Her Hakkı Saklıdır)

24 Mayıs 2016 Salı

SELFİE (ÖZ ÇEKİM) MERAKI ...!





Ülkemiz dahil olmak üzere, dünyada SELFİE (öz çekim) çekerken ölenlerin sayısı, 2016 yılı itibariyle, 1800 e ulaşmış ...!
.
Ne kadar garip değil mi ? Öz çekim yapacağım derken, tahtalı köyü boyluyorsun . ÖZ ÇEKİM yapmak, hayatınızdan daha mı önemli acaba ? ...
.
Gittiğim her yerde, mekanlar da, yollar da , arabada ,uçakta , trende ve aklınıza gelmeyen en tuhaf noktalar da dahi, bir ÖZ ÇEKİM merakıdır gidiyor ...
.
Geçen gün KIZILAY da yürürken, büyük bir kalabalığın,15 katlı bir binanın tepesine çıkmış olan, genç bir adama baktıklarını gördüm. Adam belli ki İNTİHAR etmek için çıkmış ve yarı beline kadar aşağı sallanıyordu. Polisler ve kurtarma ekibi de adamı vazgeçirmek için uğraşıyorlardı .Tam o sırada kalabalığın neredeyse yarıdan fazlası da, SELFİE çekme peşindeydi. İki genç kız, '' Çektim yok olmadı bir daha çekelim, aman adamı iyice ekranın içine al'' derken, ayakları inşaatta ki bir tahta parçasına takıldı ve harç yüklü el arabasının içine kaşla göz arasında düştüler ! Sanırım manzarayı tahmin edebiliyorsunuz dur ...
.
Şimdi, İNTİHAR etmek üzere olan genç bir adamın dramına mı AĞLAYALIM, yoksa bu olayı SELFİE çekmek uğruna, harç arabasına düşerek rezil olan genç kızların, yaşadıklarına mı GÜLELİM ...?
.
Lütfen SELFİE çekerken, bir kere daha DÜŞÜNÜN !
.
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(Her Hakkı Saklıdır)


12 Mayıs 2016 Perşembe

''ERKEK'' DEDİĞİN ...





Bu sözler bir KADININ ağzından dökülmüş olsaydı eğer,eminim ki bir çok ERKEK itiraz ederdi.Fakat bu sözleri söyleyen, kadınların ruh dünyasında uzun bir yolculuğa çıkarak, KADINLARI keşfetmiş olan bir ERKEK ! Yani değerli üstad CAN YÜCEL ...
.
ERKEK dediğin,seni elinin tersiyle değil avucunun içiyle kavrayacak. Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz elimi böyle.
Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek.
.
İnce olacak; seni senin kadar düşünecek. Sen onu merak ettiğinde kendisine hesap soruluyor havalarına girmeyecek. Senin inceliğine karşı umursamaz sözler sarf etmeyecek.
.
Adamın sinirini bozmayacak, cinlerini tepesine çıkarmayacak, sanki sen onun için varmışsın her ne zaman istese emrine amadeymişsin, o ne yaparsa yapsın her istediğinde yanında elinin altında olacakmışsın triplerine girmeyecek.
.
Sen ona sevgini hissettirdiğinde, sen ona kayıtsız şartsız aşıkmışsın gibi havalara girmeyecek.
Erkek dediğin ilgi gördüğünde ilgiyle, sevgi gördüğünde sevgiyle karşılık verecek.
.
Erkek dediğin, sen onun için kendine baktığında, sırf ona daha güzel görünmek için giyinip kuşandığında hiçbir şey olmamış gibi davranmayacak.
.
Ruhunu okşamasını bilecek. Romantik olacak kimi gün habersizce kucağında çiçeklerle çıkıp gelecek. Özel günleri unutmayı marifet sanmayacak.
.
Kayıtsız olmayacak senin bütün zarafetine karşı. Gerçekten seven bir kadın sevgi ve ilgi bekler, erkeğine verdiği aşkın karşılığında küçük bir tatlı söz, kısa bir mesaj, bir çağrı bile onu mutlu edebilir. Erkek dediğin bütün bunları cebinden para harcıyormuş gibi cimrilikle yapmayacak.
.
Ben aranmayı, çok aramayı sevmem demeyecek. Her şey kendi istediği gibi olsun istemeyecek. Sadece kendi canının istemesine bağlamayacak her şeyi.
Erkek dediğinin, hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek.
.
SEVİYORUM deyip bir sonraki perdede kaçmayacak, özlüyorum diyorsa gelecek, kaybetmek istemiyorum diyorsa kaybetmeyecek.
Erkek dediğin askına sahip çıkacak. Korkak olmaz erkek dediğin. Erkek dediğin iyi sevişecek. Koyun gibi yatmayacak, bir an önce şu iş bitse demeyecek.
.
Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin. Bir baba şefkatiyle seni alnından öptüğünde bileceksin ki sevgisi geçici ve zayıf değildir.Ve sevgiyle öptüğünde dudaklarından bileceksin ki öpüşün tek sebebi şehvet değildir.
.
Erkek dediğin yakışıklı olacak, çekici olacak ama bundan çok daha öte bir şey...Zeki olacak
.
Kadının küçük yalanlara, bahanelere inanmayacağını, kendisini kendi gibi tanıdığını bilecek. Kadının zekasını küçümsemeyecek kadar zeki olacak. Zeki olacak, seni bir hamur gibi karmasını bilecek, o hamura kendisini katmasını da ...
.
Değerlerini bir anlık hevesler uğruna satmayacak.
Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seninle yataktayken kullanacak.
.
Erkek dediğin önce SEVECEK ...
.
Kendini sevmeyen erkekten kimseye hayır gelmez. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu adamla ne yatağa sığıyorsun, ne toprağa... Koluna girip gezmesini bileceksin gururla, koynuna alıp sevişmesini de. Babalığını da bilecek, ana-babaya hürmet etmeyi, kadir kıymet bilmeyi, vefakarlığı, fedakarlığı...
.
Erkek dediğin seni koruyacak,kuşatacak.
O nerede olursa olsun seni koruyacağını bileceksin.
PISIRIK olmayacak erkek dediğin. Erkek dediğin erkek olacak.
Seni sadece sen olduğun için sevecek. Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle hareket etmeyecek.
.
Hem SEVGİLİN, hem ARKADAŞIN, hem DOSTUN, hem BABAN, hem ÇOCUĞUN olacak, huzurla bağrına basacaksın...
.
CAN YÜCEL
*****

28 Nisan 2016 Perşembe

HAYATININ ŞARKISINI SÖYLE ...




Hepimizin bir HAYAT şarkısı vardır !
.
Kiminin acılı baharatlı ARABESK kıvamında...Kiminin dingin ve sakin TÜRK SANAT MÜZİĞİ tadında...Kiminin çoşkulu hareketli bir ROMAN HAVASINDA...Kiminin ise derin bir huzur içinde, HAFİF MÜZİK ayarında ......
.
Şarkılar değilmidir hislerimize tercüman olan ve her ne yaşıyorsak ? Bulunduğumuz durumu bizlere aktaran ...
.
''Söyleyemem derdimi hiç kimseye'',''Gülmek için yaratılmış gözler de yaşlar niye ?'',''Gitme sana muhtacım'',''Eylül'de gel'',''Seni benim kadar seven bulamazsın'',''Hoş geldin'',''Şarkılardan fal tuttum'',''Sensiz olmaz'',''Özledim teninin kokusunu özledim'' gibi daha nice güzel besteler,değerli üstadların yüreğiyle hayat buluyor .
.
Sizinde ''Hayat Şarkınızın'',MUTLULUK tadında olmasını temenni ederek,son zamanların en sevilen,Ayla Çelik'in söylediği BAĞDAT şarkısının sözleri ile yazımı bitirmek istiyorum.
.
Ben Dünyanın En Büyük Aşığı Olabilirim ...
Ben Koynun da, yüz sene Bin Sene Durabilirim.
Ben Leylayı, Mecnunu, Ferhatı, Aslıyı,
Keremi Bilmem Ama,
Bağdatı Iki Gözüm Kapalı Bulabilirim...
.

SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(Her Hakkı Saklıdır)

23 Şubat 2016 Salı

BEN BİR KADINIM ...!





Ayağıma prangalar vuramazsın ,beni bir PAÇAVRA gibi sağa sola savuramazsın, Keyfince BEDENİMİ kullanıp sonra fırlatıp bir kenara atamazsın.
.
Bana YALAN söyleyerek , asılsız VAADLERİNLE kandıramazsın .Benim duygularımla oynayıp KALBİMİ kıramazsın .Sırf fiziksel anlamda güçlüsün diye, bana ‘’ŞİDDET’’ uygulayamazsın....
.
Çünkü ben bir KADINIM ! Her şeyden önce İNSANIM. ‘’ANNEN’’ gibi,’ ’KIZ KARDEŞİN’’ gibi ,‘’KIZIN’’ gibi,’ ’EŞİN’’ gibi ,’’SEVGİLİN’’ gibi …
.
UNUTMA ! Bana yapmış olduğun her türlü ÇİRKİNLİĞİ, başka bir ‘’ERKEĞİN’’ de onlara yapabileceğini ,SAKIN AKLINDAN ÇIKARTMA …!
.
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(Her Hakkı Saklıdır)

22 Şubat 2016 Pazartesi

''GÜNEŞİN SESİ MOZART''




Acılı ve sıkıntılı günler yaşadığımız şu günlerde,kelimenin tam anlamıyla,izleyicide TERAPİ etkisi yaratan muhteşem bir ESER ...
.
Devlet Opera Balesi sahnesinde izlediğim,''GÜNEŞİN SESİ MOZART'' adlı eserden çok etkilendiğimi söylemek istiyorum ....
.
Bugüne kadar Mozart'ı,dünyaca ünlü bir müzik adamı ve besteci olarak tanıyordum.Fakat İzlediğim bu mükemmel temsil sonunda, gördüm ki Mozart bunlardan ibaret değilmiş.Bir DEHA olan şahsiyet,doğumundan ölümüne dek bir çok esere imza attığı gibi, aydınlanmanın da önünü açan bir DEVRİMCİ ve SEVGİ adamıymış.
.
Mozart, ''Don Juan'', ''Figaro'', ''Saraydan Kız Kaçırma'', ''Sihirli Flüt'' gibi operaları ile romantik opera edebiyatının en güzel eserlerini vermiş olup,öte yandan hepsi birbirinden güzel tam 41 senfonisi bulunmaktadır.
.
Böyle bir dehayı biz SANAT severlere,detaylı bir biçimde hazırlayıp ve eseri sahneye koyan,sayın TUNCAY DOĞU'ya sonsuz teşekkürler ediyorum.Ayrıca bu eseri,Devlet Opera Balesi sahnesinin o büyülü atmosferinde izlemek,biz sanatseverler için vazgeçilmez olmuştur.
.
Görülmesi gereken bir temsil olduğunu vurgulayarak,emeği geçen ve SANATA gönül vermiş tüm EMEKÇİ dostlarımı yürekten kutlamak istiyorum.Bu dünya siz SANATÇILARLA daha anlamlı ve de güzel.İYİ Kİ VARSINIZ VE HEP VAR OLACAKSINIZ ...
.
SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(Her Hakkı Saklıdır)