9 Kasım 2020 Pazartesi


 O ANDA ...


Hep sana yazarım, en güzel şiirlerimi,

Satır satır seni anlatırım yazılarımda,

Dolaşırım sokaklarda adını haykıra haykıra,

Deniz gözlerin götürür beni çok uzaklara,

Sarı saçların, başak kokusu getirir burnuma,

Koşarak gelirim, her on KASIM'da yanına,

Tüm saatler durur, dokuzu beş geçe buluştuğumuz o anda ...




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

18 Ekim 2020 Pazar

 GASLİGHTİNG !


Her gün yeni bir şey öğreniyoruz ! Her gün değişiyor, dönüşüyor farklı kalıplara sığmaya çalışıyoruz. Sürekli kafamızdan türlü entrikalar ve senaryolar geçiyor. Bunları düşüncelerimizde şekillendirip kesip biçiyoruz. Sonrada biçtiğimiz bu elbiseleri, zorla birilerine giydirmeye çalışıyoruz. Bu durum insanların fena halde canını sıkıyor.


Şimdi sizlere, akıl almaz ve oldukça tehlikeli bir manipülasyon tekniğinden bahsetmek istiyorum, GASLİGHTİNG...


Psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemi olan Gaslighting, adını Gas Light (Gaz Lambası) adlı 1938 yapımı bir filmden almaktadır. Gaslighting yaşanan ikili ilişkilerde baskın olan birey idealleştirme, değersizleştirme ve gözden çıkarma şeklindeki üç aşamayı izliyor.


Gaslighting, bireyin kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirme olarak tanımlanmaktadır. Bireyde veya seçilen grupta şüphe uyandırma, kalcı inkâr, çelişki ve yalan yoluyla peyderpey dikte ediliyor ve fark edilmesi kimi zaman güç oluyor.


Peki, böyle bir manipülasyona maruz kaldığınızı nereden anlarsınız ? Özellikle karşınızdaki kişi bu davranışları sergiliyorsa, bir manipülasyonla karşı karşıya olmanız olası...


*Söylediği bir şeyi söyledikten sonra, cümleleri ile yüzleştirilince "Ben asla öyle bir şey demedim" demesi.


*Defalarca belli bir olaydan veya söylemden kırıldığınızı anlatmanıza rağmen sizi üzüp kırdıktan sonra "Çok abartıyorsun, fazla dramatiksin" demesi.



*Size hakaret ettikten sonra "Hep sen beni sinirlendirip bu hale getiriyorsun" demesi.


*Suçlanacak çok şeyi olmasına rağmen "Hep beni suçluyorsun, sanki sen suçsuzsun" demesi.


*Sizi üzüp, ağlatıp, kırıp "Sen histeriksin, başkaları görse bu halini bana acırdı, senin deli olduğunu düşünürdü" demesi.


*Sizin için çok önemli olmasına rağmen bir konu için "Bir daha bu saçmalığı dinlemeyeceğim" deyip, sizi söyledikleriniz veya inandıklarınızın saçmalık olduğuna inandırması.


*Emin olduğunuz bir hatıra konusunda "Hayır sen yanlış hatırlıyorsun" demesi.


*"Hep negatifsin", "Çok kötümsersin", "Daha önce de kız/erkek arkadaşlarım oldu, hiç biri senin gibi değil" diyerek inanç, his ve fikirleriniz konusunda sizi şüpheye düşürmesi.


*Kafanız hep karışık mı, "Ben ne yaptım, yanlış mı davrandım" gibi sorular kafanızı devamlı kurcalıyor mu?


*Durumu kurtarmak, anlık huzur bulmak için yalan söylediğiniz oluyor mu?


*Hır çıkmasın diye sustuğunuz, doğruluğunuzu savunacak, savaşacak gücü bile bulamadığınız oluyor mu?


*Mutlu bir hayat için ümidiniz kalmadı mı?


*Devamlı yeterince iyi bir insan, iyi bir sevgili, iyi bir arkadaş olup olmadığınızı sorguluyor musunuz?


*Ne yaparsanız yapın yeterince iyi olmadığınızı, hatta hep kötü yapıyor olduğunuz hissine kapılıyor musunuz?


*Sanki eskiden daha özgüvenli, mutlu ve geleceğe karşı ümidiniz vardı da şimdi yokmuş gibi düşünüyor musunuz? Kendinizi tanımadığınız hissine kapılıyor musunuz ?


Bunların bir çoğunu bende yaşıyorum diyorsanız, o zaman durum çok ciddi. Çünkü bir çıkmaza saplanmış durumdasınız.


Unutmayalım ki, hepimiz bu tür bir manipülasyona maruz kaldık veya kalabiliriz; ama bugün, ama yarın. Üstelik yalnızca sevgilimiz veya eşimiz tarafından değil, arkadaşlarımız, ülkeyi yönetenler, hatta ailemiz tarafından bile kasıtlı olmasa dahi ,bu şekilde manipüle edilebilir, hatta ve hatta farkında olmadan başkalarını aynı şekilde manipüle edebiliriz.


Dolayısıyla hem mağdur olmamak, hem de kimseyi mağdur etmemek için, bu konu hakkında ne kadar çok şey bilirsek ve ne kadar çok insanı bilinçlendirirsek, o denlide farkındalık yaratmış oluruz. Aksi takdirde sonuçları psikolojik açıdan çok yıkıcı ve yıpratıcı olabilir diyor bu işin uzmanları...


SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

30 Ağustos 2020 Pazar


                                       


        HEPİMİZİN ''ZAFER BAYRAMI'' KUTLU OLSUN. DÜN, BUGÜN VE SONSUZA DEK...



SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU

*****


24 Mayıs 2020 Pazar

Her günümüzün sevgi dolu olmasını temenni ederek, ''TANRI'' hepimizi görünen ve görünmeyen ''VİRÜSLER''den, insanın ''KAHPESİN''den, paranın ''SAHTESİN''den, zalimin ''ZULMÜN''den, ''YALANCININ'' Dilinden, ''CAHİLİN'' şerrinden korusun diyor ve herkesin ŞEKER BAYRAMINI yürekten kutluyorum. Sağlıkla, Umutla ve sevdiklerinizle kalın, EVDE KALIN ... 😊💖🌹




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır) 

1 Mayıs 2020 Cuma




TÜM EMEKÇİ KARDEŞLERİMİZİN, ''EMEK'' VE ''DAYANIŞMA'' GÜNÜ KUTLU OLSUN ...




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU 
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır) 






22 Nisan 2020 Çarşamba





23 NİSAN 100.YIL ...






''23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI'NIN 100 CÜ YILI'', HEPİMİZE KUTLU OLSUN...SENİ SONSUZA DEK, SAYGI VE MİNNETLE ANIYORUM ATAM. HER ZAMAN SENİNLEYİZ...









     

SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU                                                                                                                                                                        
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır) 

30 Mart 2020 Pazartesi

'' ZIR CAHİL'' KİMDİR ? 






Doğduğumuz günden bugüne dek, kah hayatın sillesini yiyerek, kah mutluluk denizinde yüzerek, şu an içinde olduğumuz konuma ve duruma gelmiş bulunmaktayız. Geldik gelmesine de, ama nasıl geldik ? Nelerden geçerek ve ne şekilde işlenerek ? Nelere düşman olduk, nelere dost ? Acaba CAHALETİN acı suyundan mı içtik, yoksa BİLGE olmanın gururuyla mı yeşer dik ? Bu yazımda sizlere,dilim döndüğünce ZIR CAHİL insanların, kim olduğunu anlatmaya çalışacağım ...



OKUMAK VE SORGULAMAK



Cehalet, bu kişilerin beyinlerini o denli uyuşturmuştur ki, bilime ilgi duymazlar, araştırmazlar, sorgulamazlar. Okuyup öğrenmek hep arka plandadır onlar için. Bir girdabın içinde olduklarını fark edemezler ! Onları oradan çıkaracak olan mantık ve felsefeye taşlarla, sopalarla karşı çıkmaya hazırdırlar. Bu durumun cefasını ise mantıklı düşünenler çeker. Tarih bunu defalarca göstermiştir.



GÜZEL VE İYİ OLAN HER ŞEY



Bu unsurlardan yoksun olduklarını, yüzlerinden, hareketlerinden, konuşmalarından rahatlıkla anlayabilirsiniz. Aslında daima iyilik yanlısı olduklarını savunurlar ama, sonuçta insanlığa kötülük yapmaktan başka bir işe yaramazlar. Günden güne gömüldükleri karanlığa, başkalarını da çekmeye çalışırlar.



KADINLAR



Kadınların giyimine karışılır, toplumda söz sahibi olmaları engellenir, bazı haklar hep erkeklerden sonra verilir,bazen de hiç verilmez. Aynı işi yapmalarına rağmen, erkeklerden daha düşük maaş alırlar ve daha bir çok haksızlığa uğratırlar. "Güzel olana" anlaşılmaz düşmanca bir tavır sergileme eğilimi gösterirler.



SANAT VE SANATÇI



Cahillerin öfkelerinden bahsetmiştik. İşte SANAT ve SANATÇILARI da, bu kapsamın içine dahil etmişlerdir. Genelde anlayamazlar anlatılmak isteneni. Gereksiz bulurlar, bazen de son derece sakıncalı ! SANAT bile yumuşatamaz, onların taşlaşmış olan kalplerini ...



KENDİ TÜRÜNDEN OLMAYAN CANLILAR



Sokak hayvanları, rahat etsin istemezler mesela. Kedi evi yaparsınız, grup halinde üstünüze yürürler, hatta canınıza kıyarlar. Sadece hayvana değil bitkiye bile düşmandırlar. Anlam veremediğiniz şeylerle karşı karşıya kalırsınız. Sanki dünya onların etrafında dönmektedir.



İSTEYİP ULAŞAMADIKLARI NE VARSA



Zengin olmak isteyip de olamadıklarında, zenginlik kötüdür, kariyer yapmak isteyip de yapamadıklarında, kariyer gereksizdir, arkadaş ortamı yapmak isteyip yapamadıklarında ise, sosyal olmak iyi değildir. Yani kendisi neyi beceremiyorsa, o mutlaka kötüdür. Sizin seviyenize de ulaşamadıkları için, sizi de düşman olarak bellerler.



ÇAĞDAŞLIK VE DEĞİŞİM



Çağdaş bir değişimin gerekliliğinden söz ettiğinizde buna çekinceyle yaklaşırlar. Yıkmak istemedikleri bir duvarları vardır, kendilerini o duvarın ardına hapsetmişlerdir. Kendilerine engeller koydukları yetmezmiş gibi, başkalarının değişmemesi için de onların etrafına duvarlar örme gayretine girerler.



FARKLI KÜLTÜR ANLAYIŞI



Sadece kültür de değil, farklı olan her insana saldırırlar. Tek tip olacaksınız onlara göre. Kendileri gibi olmadığında baskı kurmadan edemezler. Üniversite okumaları, zengin olmaları, lider olmaları onları asla değiştirmiyor. Duvarlarını o kadar kalın örmüşlerdir ki, cahillikerine geçit vermezler.



CİNSELLİK



Bu insanlar 24 saat seks düşünürler, ama başkaları seks düşündüğünde ise, buna karşı çıkarlar. Onlara göre KADIN ve ERKEK bir araya gelmemelidir. Oysa ki bir araya gelmeyi isteyen, en çok kendileridir. Bu yüzden de o korkunç SAPIKLIK haberlerine konu olanlar, hep bu KARANLIK ZİHNİYETLİ kişilerdir.



ANLAM VEREMEDİKLERİ VE KAVRAYAMADIKLARI



Anlayamadıklarını, akıl sır erdiremediklerini öcü gibi görme eğilimindedirler. Aylık dönümü olan kadınlara, cadı muamelesi yapanlar, Ay tutulması olduğunda korkup tencereye vuranlar, Dünya'nın düz olmadığı söylendiğinde, "Olur mu canım öyle şey!" deyip, bunu söyleyeni idam etmeye kalkarlar. Günümüzde de farklı hallerde buna benzer korkuları yaşamaya devam ediyorlar. Fakat, kendilerinin KORKU saldıklarından habersiz bir şekilde...



''SEN HAKLISIN'' VEYA ''ÖZÜR DİLERİM''



Onlarla gerçekleştirdiğiniz bir tartışma esnasında, asla bu cümleleri kullandıklarını göremezsiniz. Siz sakin bir tonda, kelimeleri özenle seçerek konuşurken; cahil biri, ağza alınmayacak şeyler söyler. Haksız olduklarını anlasalar bile hiç çaktırmazlar ve hala tartışmayı kazanabilmeyi amaçlarlar. Dünyadaki bu kargaşa ortamı neden çıkıyor sanıyorsunuz?



CİNSİYETÇİ VE IRKÇI OLMAYANLAR



Irkçı cinsiyetçi değilseniz eğer, sizinle tartışmak için fırsat kollarlar ve onların düşmanlarından biri oluverirsiniz. Her ne kadar size düşmanlık besleseler dahi, gelecek nesiller için CEHALETİN karşısında yenik düşmemek adına, MÜCADELEYİ hiç bir zaman elden bırakmamak gerekmektedir.



GERÇEK VE KENDİSİ



GERÇEK, onların olmasını istedikleri gibi değilse, onu asla kabullenemezler. Gerçeği kabullenmek yerine, kendi hayal dünyalarında kurdukları sahte gerçeklik ile yaşamayı seçerler. İşte o illüzyonda oldukları için, cehaletin erdem olduğu düşünülür.



Yazımı, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün, çok değerli bir sözü ile bitirmek istiyorum.'' Dünyada her şey için, MEDENİYET için, hayat için, muvaffakiyet için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir ! İLİM ve fennin haricinde, mürşit aramak gaflettir, CEHALETTİR, dalâlettir ...!




SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU

*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)

15 Mart 2020 Pazar

SANATIN GÜCÜ...









Geçen gün, ART ANKARA'da gerçekleştirilen 6.ÇAĞDAŞ SANAT FUARI'nı ziyaret ettim.Size duygularımı ifade etmem gerekirse eğer,ancak kısaca şunu söyleyebilirim, ''BÜYÜLENDİMMM''...Adeta rüyada gibiydim veya bulutların üzerinde dans ediyordum.Bununla ilgili size binlerce şey anlatabilirim.Sanatın ne kadar güçlü bir iletişim aracı olduğunu,duyguların ancak bu kadar güzel ifade edilebildiğini, bir kez daha bu fuarda görmüş oldum.Sözü daha fazla uzatmadan sizi, eserlerini hayranlıkla izlediğim ve beni derinden etkileyen,üçü de kendi alanlarında başarıyı yakalamış, SANATA elleri ve yürekleriyle şekil veren, SANATCI üç güzel hanımla tanıştırmak istiyorum... 





ESMA KUDAR ...








01.12.1988 Merzifon doğumlu.2012 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi,Buca Eğitim Fakültesi, Resim-İş Öğretmenliği bölümünden dereceyle mezun olmuştur.Çok sayıda sergiye katılmış, resim yarışmalarında jüri üyeliği yapmıştır.Bir çok sergi organizasyonun yanı sıra, SANAT festivallerinde küratör ve organizatör olarak görev almıştır.Gazete ve dergilere şiir ve deneme yazıları yazmış,2007 ve 2014 yıllarında çıkardığı iki adet şiir kitabı bulunmaktadır.2012 yılından beri farklı yaş guruplarından bir çok kişiye kara kalem, yağlı boya ,sulu boya,guaj boya ve resim sanat eğitimleri vermektedir.2015 yılından beri kendi atölyesinde özel resim çalışmaları yapmakta ve sanat etkinlikleri düzenlemektedir.2017 yılından beri Azerbaycan Ressamlar İttifakı H.Z Tağıyev Halk Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin Türkiye Balıkesir kordinatörlüğünü yapmaktadır.





Esma Kudar diyor ki, ''Maya sembolleriyle başladığım çalışmalarıma,zamanla ŞAMAN ve VİKİNG sembolleri de eklendi. Özellikle Viking mitolojisi ve kültüründe,hayata bakışımla ilgili benzerlikler,benim o sembollerde kendimi bulmama neden oldu.Aslında sembollerin geçmiş ve gelecek hakkında bir köprü olduğuna inanıyorum.Çalışmalarımda izleyiciye, sembollerin bir aracısı belki bir elçi gibi, hem onları tanıtmak,hem de sembollerdeki gizli mesajlarla yeni pencereler açmayı amaçlıyorum'' 









MONA MUZO ( MUZAFFER ŞAĞBAN BEKTAŞ) ...








1971 İzmir doğumlu.1997 yılı Buca Eğitim Fakültesi Resim-iş Eğitimi Bölümü Resim Ana Sanat Dalı mezunu.1998 -2001 tarihleri arasında kurduğu işletmede grafik,ofset, duvar resmi ile ticari faaliyet gösterdi.Özel yetenek sınavlarına hazırlık kursları ve hobi resim kursları verdi.2001 yılında Milli Eğitim'e geçiş yaptı.Halen, İzmir'de Görsel Sanatlar Öğretmenliği yapmakta ve kendi çalışmalarına da özel atölyesinde sürdürmekte.



Değerli sanatçımız Mona, AL AĞAÇLAR,ZEYTİN AĞACININ GÖZÜNDEN,''YAŞAM VE ÖLÜM'' isimli çalışmasında,özellikle KADINA yönelik ŞİDDET'i işlediğini vurgulamaktadır.











SEVGİ KARAY ...









Atölye20 Buluşma Noktası'nın da kurucularından olan Sevgi Karay 1965 yılında Almanya'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana'da tamamladı ve sonra 1986-1991 yılları arasında Mimar Sinan Üniversitesi-Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümünde okudu.İlk kişisel sergisini 1993 yılında Artisan Sanat Galerisinde açtı.1999 ve 2001 yılları arasında ,Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi, Sahne Görüntü ve Tiyatro bölümünde malzeme dersleri verdi.1992'de eşi Hayri Karay ile beraber, Karay Dekorasyon adıyla atölyelerini kurdular.Burada hem heykel çalışmalarına hem de kendi tasarladığı dekoratif objelerin ve mimari dekorasyon elemanlarının üretimine devam etmektedir.Ayrıca 2016 yılından beri Atölye20 de heykel eğitimleri vermektedir.




Sevgi hanım, ''KADININ olduğu her yer çiçek açar'' diyor...












SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU 
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır) 

Fotoğraflar: SELDA KÜRKÇÜOĞLU (Her hakkı saklıdır) 

7 Mart 2020 Cumartesi

KADINA DAİR...


TÜM KADINLARIN,''DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ'' KUTLU OLSUN ... 








SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU 
*****


18 Ocak 2020 Cumartesi

KİJOLOKİSP NOYSALÜPİNMA..?






Ahad ikecön mıralızay ad ırara nçirıdısam rötalüpinamm niçi urudğam rıtarayay ! Aprano imgrsg njhuy ömkjhyutfrt, dfcfrettyhhh mkjhuytgtr,ömnkjhgytfreddcvggy.....


Yazımın başlığından ve yukarıda ki cümleden hiç bir şey anlamadınız dimi,çok normal.Çünkü bu kadar karışık bir şeyi kim çözmek ister ki ? İşte birilerinin de yapmak istediği tam olarak bu.Türlü tekniklerle insanların kafasını karıştırarak, düşünmemelerini sağlamak. Yani ''PSİKOLOJİK MANİPÜLASYON'' uygulamak...


Bu konuyla ilgili, İLETİŞİM uzmanı olan değerli bir dostumdan müthiş tüyolar aldım.Kendisi halen Amerika'da bu iş üzerine araştırmalar yapıp, konferanslar vermektedir.


PSİKOLOJİK MANİPÜLASYON (YÖNLENDİRME) NEDİR ?


''Psikolojik manipülasyon'', kişinin bir başkasının yararı için kullanılmasıdır. Manipülatör kasıtlı olarak bir dengesizlik yaratır ve mağduru kendi isteklerini gerçekleştirmek için kullanır.


İletişim uzmanımız diyor ki; Bu tür yönlendirmelerden korunmak için, şu hususlara lütfen dikkat edin ! Her şeyden önemlisi Temel İnsani Haklarınızı bilin ve ona göre hareket edin...


Psikolojik olarak, MANİPÜLATİF (Baskıcı) biriyle uğraşırken en önemli rehber, haklarınızı tanımak ve haklarınızın ihlal edildiğini anlamaktır. Başkalarına zarar vermediğiniz sürece haklarınızı savunma hakkına sahipsiniz. Öte yandan, başkalarına zarar verirseniz, bu haklarınızı kaybedebilirsiniz. Şimdi gelelim en temel insani haklarınız nelerdir, onlara bir göz atalım.


*Saygıyla muamele görme hakkına sahipsiniz.
*Duygu, istek ve görüşlerinizi ifade etme hakkına sahipsiniz.
*Önceliklerinizi belirleme hakkına sahipsiniz.
*Suçluluk hissetmeden ''HAYIR'' deme hakkına sahipsiniz.
*Ödediğinizin karşılığını alma hakkına sahipsiniz.
*Diğerlerinden farklı düşünme hakkına sahipsiniz.
*Fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak kendinizi koruma
hakkına sahipsiniz.
*Mutlu ve sağlıklı bir hayat kurma hakkına sahipsiniz.


Bu temel haklar sizin sınırlarınız dır. Tabi ki toplumda bu haklara saygı göstermeyen pek çok insan var. Özellikle de manipülatörler sizi kontrol altına almak ve kullanmak için bu haklarınızdan mahrum etmek isterler. Ancak hayatınızın, manipülatörün elinde değil, sizin ellerinizde olduğunu ilan etme gücüne sahipsiniz.


MESAFENİZİ KORUYUN !


Bir manipülatörü fark etmenin yolu, onun farklı insanların önünde ve farklı durumlarda farklı yüzleri ile hareket edip etmediğini görmektir. Hepimiz bu türden bir toplumsal farklılaşma derecesine sahipken, bazı psikolojik manipülatörler bu alışkanlıkları aşırıya taşıyarak, birine son derece kibar davranıp bir başkasına tamamen kaba olma eğiliminde ya da bir an tamamen çaresiz ve daha sonra şiddetle agresif olabiliyorlar. Bir kişiden düzenli olarak bu tür davranışları gözlemlediğinizde, onunla aranıza mesafe koyun ve kesinlikle zorunda olmadığınız sürece o kişiyle etkileşimden kaçının. Daha önce ortaya koyulduğu gibi, kronik psikolojik manipülasyonun nedenleri karmaşık ve derindir. Manipülatörü değiştirmek veya kurtarmak sizin göreviniz değildir.


KENDİNİZİ SUÇLAMAK DAN KAÇININ !

Manipülatörün gündemi zayıf yönlerinizi aramak ve bunları kullanmak olduğundan, yetersiz hissetmeniz veya manipülatörü tatmin etmediğiniz için kendinizi suçlamanız anlaşılabilir bir durumdur. Bu durumlarda, sorunun sizde olmadığını hatırlamak önemlidir; kendinizi kötü hissetmek ve böylece gücünüzden ve haklarınızdan vazgeçmeniz için manipüle ediliyorsunuz. Manipülatörle olan ilişkinizi sorgulayın ve kendinize şu soruları sorun:


*Bu kişinin benden beklentileri ve istekleri kabul edilebilir mi ?
*ilişki karşılıklı vericiliğe mi dayanıyor, yoksa verici olan
sadece ben miyim ?
*İçten bir saygıyla mı muamele görüyorum ?
*En önemlisi, bu ilişkide kendimi iyi hissediyor muyum ?

Bu sorulara vereceğiniz cevaplar problemin sizde mi yoksa muhatabınızda mı olduğunu ortaya koyacaktır.


SORULAR SORARAK, MANİPÜLATÖRE ODAKLANIN !


Kaçınılmaz olarak, psikolojik manipülatörler sizden bazı isteklerde bulunacaklar. Bu “teklifler” sıklıkla onların isteklerini gerçekleştirmek için sizi kendi alışkanlıklarınızın dışına çıkaracaktır. Mantıksız bir talep duyduğunuzda, istediği şeyin insafsızlığının farkında olup olmadığını anlamak için manipülatöre bazı sorular sorarak, ona odaklanmak bazen yararlıdır.Örnek vermek gerekirse eğer,


*Bana soruyor musun, yoksa emir mi veriyorsun?
*Benden istediğin şey adil mi?
*Benim bu konuda söz hakkım var mı?
*Bu sana mantıklı geliyor mu?
*Benim bundan çıkarım ne olacak?
*Gerçekten bunu yapmamı mı bekliyorsun?


Bu tür sorular sorduğunuzda, yaptıklarının gerçek doğasını görmesi için manipülatöre bir ayna tutmuş olursunuz. Manipülatör bir ölçüde kendinin farkındaysa, muhtemelen talebinden vazgeçip geri çekilecektir.


Ülkemizde bunun örnekleri oldukça fazla.Mesela yakın zamanda yaşadığımız bir olay,öğrenci yemeklerine zam yapılmak istendi, fakat halktan ve öğrencilerden gelen yoğun tepkiler üzerine, bu işten hemen vazgeçildi.Tıpkı şu anda KANAL İSTANBUL'a % 80 insanın HAYIR dediği gibi ...


ZAMANI LEHİNİZE KULLANIN !


Mantıksız isteklere ilaveten, manipülatör sıklıkla, durumunuz üzerindeki baskısını ve kontrolünü en üst düzeye çıkarmak için sizden acil bir cevap bekleyecektir. (Pazarlamacılar buna satışı tamamlamak derler.) Böyle anlarda, manipülatörün talebine hemen cevap vermek yerine, zaman avantajınızdan yararlanmayı ve kendinizi onun etkisinden uzak tutmayı düşünün. “Bunu düşüneceğim.” diyerek kontrolü ele alabilirsiniz.


KESİNLİKLE ''HAYIR'' DEMEYİ BİLİN !


Diplomatik ve kesinkes “hayır” diyebilmek, iletişim sanatını uygulamaktır. Etkili bir şekilde uygulandığında, bir yandan üzerinde çalışılabilir bir ilişki fırsatı diğer yandan ayaklarınızı sağlam basma şansı sunar. Temel insan haklarınızın kendi önceliklerini belirleme, suçsuz hissetmeden “HAYIR” deme hakkı ve kendi mutlu ve sağlıklı hayatınızı seçme hakkı olduğunu unutmayın.


BEDEL ÖDETİN !


Bir manipülatör sınırlarınızı ihlal etme ve “hayır”ı cevap olarak kabul etmeme konusunda ısrarcı olursa, ona bedel ödetin.
Bedelleri tanımlama ve ödetme kabiliyeti, zor bir insana haddini bildirmenin en etkili yollarından biridir. Etkili uygulandığında bedel ödetmek manipülatif kişiyi durdurur ve onu sınır ihlalinden saygıya geçmeye zorlar.


ZORBALARLA YÜZLEŞİN !


Manipülatörler bir başkasını tehdit ettiğinde ya da bir başkasına zarar verdiğinde, aynı zamanda zorba da sayılırlar.
ZORBALAR hakkında akılda tutulması gereken en önemli şey, zayıf olarak algıladıkları kişileri seçtikleridir; yani pasif ve uyumlu kaldıkça kendinizi bir hedef haline getirirsiniz. Ama pek çok zorba içten içe korkaktır,bunu sakın aklınızdan çıkartmayın ! Hedeflerindeki kişi, dik durmaya başladığında ve haklarını savunduğunda,ZORBALAR genellikle geri çekilirler. Bu hem okulda, hem evde, hem işte,hemde yönetim kadrolarında bulunan baskıcı kişiler için geçerlidir.


Yapılan tüm araştırmalar gösteriyor ki,ZORBALARIN kendilerinin de ŞİDDET mağduru oldukları gerçeğidir. Bu, zorbalık davranışını, hiçbir şekilde affettirmez. Unutmayalım ki, bu tip insanları durduracak ve HAYIR cevabını verecek olan sizsiniz ...


SEVTAP KÜRKÇÜOĞLU
*****
(5846 sayılı FSEK tarafından saklıdır)